Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
Çin’in Tek Parti Önderliği Sistemi ve Liberal Demokrasi
Paylaş

Çin’in Tek Parti Önderliği Sistemi ve Liberal Demokrasi

Mevcut Koşullar ve İstenen Gelecek

Arzulanan toplumsal geleceği tasavvur etmek işin en kolay kısmıdır. Nitekim yalnızca arzulanan bir gelecek fikrine sahip olmak yeterli değildir; bu geleceğe ulaşmayı sağlayacak nedensel zincir boyunca rehberlik edecek bir irade oluşturulmalıdır. Bu iradeyi en az sürtünmeyle şekillendirebilmek için öncelikle mevcut durumun doğru şekilde tanımlanması ve toplumsal etkinliklere yön veren iradi mekanizmanın adım adım amaca uygun şekilde yapılandırılması gerekir. Söz konusu iradeden kastımız devletin kurumsallığı içerisindeki tüm karar vericilere sirayet eden değerlerdir. İrade inşası süreci, istenmeyen sonuçlara yol açan arzu ve itkilerin bertaraf edilmesini de gerektirir. Bu açıdan bakıldığında devlet iradesini temsil eden öncü partinin bütüncül bir ideolojide olgunluğa erişmesi ve yolsuzlukla azami ölçüde mücadele etmesi elzemdir.

Bu bağlamda, toplumsal düzeyde kontrolsüz çeşitlilikte arzular üreten ve bunları üretime dayatan temel dinamik, rekabete dayalı vahşi kapitalizmdir. Kapitalizm, kendi ekolojik bağlamı içerisinde ne iyi ne de kötüdür; yalnızca bir devinim mekanizması olarak varlığını sürdürür ve bireylerin eylemlerini kısa erimli bağlamlarla yönlendirir. Dizginlenmemiş kapitalist üretim biçimi içerisinde, bireyin duygulanımlarının kendiliğindenliği sosyoekonomik etkinliğe yansır. Birey, kendi yaşam süresince kısıtlı, birbirinden kopuk bağlamlar içerisinde sömüren ve sömürülen bir pozisyondadır. Böylesi bir sistemin kontrolsüz bir biçimde işlemesine izin verilmesi, toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerin derinleşmesine, insan potansiyelinin verimsizce kullanılmasına ve çevresel tahribatın artmasına yol açmaktadır. Dolayısıyla, kapitalizmin nesnel gerekliliklere uygun olarak düzenlenmesi ve uzun vadeli stratejik çerçevelerle sınırlandırılarak yönlendirilmesi koşullarca zorunluluk haline gelmektedir.

Öncü Parti ve Kapitalizmin Dizginlenmesi

Bu noktada, kapitalizmin dizginlenmesinde başarılı bir örnek olarak Çin Halk Cumhuriyeti dikkat çekmektedir. Çin, rehber ve önder parti disiplini ile spontane kapitalist büyümeyi kontrol altına alarak kısmi istenç ve faaliyetleri bütüncül iradeye tabi kılmayı fark edilir derecede başarmıştır. Çin’deki tek parti önderliği sistemi, bilimsel sosyalist değerler ile kesintisiz şekilde faaliyet gösteren sorumluluk mekanizması olarak öne çıkmaktadır. Parti kadrolarının yetiştirilme ve yükselme süreci, bu sistemin işleyişinde kritik bir role sahiptir. Çin Komünist Partisi (ÇKP), üyelerini disiplinli, uzun soluklu ve çok katmanlı bir süreçle yetiştirmektedir. Parti üyeleri, tabandan başlayarak çeşitli kademelerde deneyim kazanır ve ideolojik, teknik ve liderlik kapasitelerini sistematik şekilde geliştirmeye yönlendirilir. Kadroların saha deneyimleri ve yerel yönetim birimlerinde aktif görev alarak yükselmeleri, yönetsel becerilerin ve kriz yönetimi kapasitesinin artmasına katkı sağlar.

Aynı zamanda, bu eğitim süreci ideolojik sağlamlığı ve disiplinli bir çalışma etiğini öncelemektedir. Parti içindeki kadro geliştirme mekanizması, bireylerin kişisel çıkarlarını kolektif çıkarların önüne geçirmelerini engelleyen bir çerçeve oluşturur. Böylelikle, parti liderliği, ideolojik sadakat ve yönetsel beceri arasında bir denge kurmayı amaçlar. Bu yaklaşım, liderlerin yalnızca kısa vadeli kazançlar yerine uzun vadeli toplumsal hedeflere odaklanmasını mümkün kılar.

Buna karşılık, seçimlere dayalı liberal demokratik sistemler, genellikle karmaşık bir iç siyaset yapısına sahiptir. Çıkar gruplarının temel amacı, halka hizmet etmekten çok seçim kazanmaktır. Halkı ikna etmeye yönelik bu çaba, çoğu zaman seçim öncesi kısa vadeli politikalara odaklanılmasına yol açar. Ayrıca, rakip partiler arasındaki rekabet, diplomatik ilişkilerde tutarsızlıkların ortaya çıkmasına da neden olabilir.

Liberal demokrasilerdeki partiler, genellikle uzun vadeli kolektif fayda yerine kısa vadeli rekabet avantajlarına öncelik vermektedir. Bu durum, sistemin bütüncül bir vizyondan yoksun kalmasına ve toplumsal yarar üretme kapasitesinin zayıflamasına yol açmaktadır.

Çin Sistemi ve Batı Demokrasisi Karşılaştırması

Batı’daki liberal demokratik sistem, siyaseti fikirlerin rekabet ettiği bir arena haline getirir. Sermaye, siyasetçiler tarafından kitlelerin dikkatini çekebilmek için kullanılır ve bu konuda yoğun bir rekabet ortamı oluşmuştur. Bu sistemin doğası gereği, siyasi partiler rekabette avantaj sağlamayı amaçlar haldedir. Rekabetçi bir siyaset anlayışı ise öznel yaklaşımı teşvik eder ve kolektif algıyı zayıflatır.

Ayrıca, liberal demokrasilerde siyasi partiler, destekçileri arasında bağlılık oluşturmak adına anlatılar geliştirmek zorundadır. Bu süreçte, kavramlar birer oy toplama aracına dönüşür. Sözün yükümlülüğü kalabalıklarda coşku uyandırmaktır. Dolayısıyla kavramlar zamanla anlamlarını yitirir. Bu yüzden söylem ile eylem arasındaki uyumsuzluk giderek derinleşir.

Çin’deki tek parti öncülüğü sistemi ise liberal demokraside ortaya çıkan bu gibi sorunlara karşı bağışıktır. Uzun vadeli planlama, merkezi bir siyasi yapı sayesinde daha kolay bir şekilde uygulanabilmekte ve toplumsal refah hedeflerine daha sistematik bir şekilde ulaşılabilmektedir.

Sonuç

Hükümet ile halk arasında tam güvenin tesis edildiği bir yönetim yapısına sahip gelişmekte olan bir ülke, uzun vadede, siyasi istikrarsızlık içerisindeki süper güçlere göre daha büyük bir avantajı elinde bulundurmaktadır. Bütüncül halk demokrasisine sahip bir ülkede karar ve eylem eşgüdüm içerisinde gerçekleşir. Teknik açıdan yetkin, bütüncül bakış açısına sahip kadroların inisiyatifi, halkın gönüllülüğü ile birleştiği noktada toplumsal mucizeler gerçekleşir. Bu nedenle, toplumların kendi yapılarına uygun, güven temelli bir yönetim sistemi inşa etmeleri, rekabet eden çıkar grupları arasında seçim yapmaktan daha etkili bir yol olarak değerlendirilebilir.

Merkezi ve tutarlı bir yönetim modeli, ekonomik ve sosyal refahın sağlanması için gerekli olan uzun vadeli güven ve istikrarı sunabilir. Bu bağlamda, Çin’in sosyalist değerler ile geliştirdiği model, daha kapsamlı bir şekilde incelenmeyi hak eden bir örnek teşkil etmektedir.

ABD Avrupa bayram BLCU BRICS burs China CSC Culture Ekonomi emperyalist eğitim Fuar Kore Kültür Pekin Rusya Scholarship Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies St. Sophia Cathedral Tayvan Turkiye Türkiye USA Uyghur Wang Yi Xi Jinping Xinjiang Yurtdışında eğitim ZJUT Çifte dokuzuncu festivali Çin Çin Mücizesi çin Şanghay

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir