Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
Türkiye- Çin Halk Cumhuriyeti İlişkilerinin İlk Belgesi
Paylaş

Türkiye- Çin Halk Cumhuriyeti İlişkilerinin İlk Belgesi

Türkiye ile Çin ya da Osmanlı Devleti ile Qing Hanedanlığı arasındaki ilişkiler 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar uzanmaktadır. Asya ülkelerinin devrimler yaparak çağdaşlaşmaya çalıştıkları dönemde Qing Hanedanlığı, İngiltere’yle tutuştukları Afyon Savaşları (1839-1860) sonrasında “Kendini Güçlendirme Hareketi”ni yürürlüğe koydu. 1860-1890 yılları arasını kapsayan bu süreçte hem Afyon Savaşları’nın yarasını kapatmak hem de diğer ülkeler ile mücadele edebilme seviyesine ulaşmak hedeflenmişti.

Kendini Güçlendirme Hareketi ile Avrupa ülkelerine elçiler gönderen Qing Hanedanlığı, Türk elçiler ile ilk defa İngiltere’de karşılaştılar. 1877 yılında Türk elçiler, İngiltere’deki elçi yardımcısı Liu Xihong’a samimiyetle Çin’e yardım teklifinde bulunmuşlardı. Ancak bu teklif karşılık bulmadı. “Bir gün mutlaka” diyerek yanıt verilen bu gayrıresmi ilk temas sonrası Çinliler, Osmanlı’daki reform hareketlerini yakından takip etmeye başladılar.

1912 yılında Sun Yat-Sen önderliğinde gerçekleşen devrim ile birlikte Çin’de yeni bir dönem başlıyordu. Gerçi 1930’lu yıllara kadar istikrar sağlanamamış olsa da Çin Cumhuriyeti yaşamaya devam etmişti. Aynı yıllarda iki genç devlet, yani Türkiye Cumhuriyeti ve Çin Cumhuriyeti, resmen birbirini tanımış olacaklardı.

Nihayet 1934 yılında resmi diplomatik ilişkiler kuruldu. Çinli heyetler, Türk devrimini incelemek için Türkiye’ye çeşitli ziyaretler gerçekleştirdi. İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı kaos ortamında ilişkiler zaman zaman kesintiye uğrasa da devam ettirildi.

Aslında iki Cumhuriyet arasındaki ilk temas, Mustafa Kemal’in emriyle 1925 yılında olmuştu. Türkiye’nin Belçika maslahatgüzarı üzerinden kurulan temaslar ile ticaret anlaşması yapılması planlanmış; ancak karşılıklı kabul edilemeyen çeşitli maddelerden ötürü anlaşma imzalanamamıştı. Çan Kay Şek önderliğinde kurulan yeni milliyetçi hükûmetin ilk yıllarında temaslar kesilmişti.
Bu kesinti uzun sürmedi ve milliyetçi hükûmetin Türkiye ilgisi artarak devam etti. Hatta öyle ki, Türk Devrimi ve Atatürk üzerine kitaplar yazdılar.

Bu sürecin devamında, 1930’lu yıllarda sürekli olarak iyiye giden ilişkiler çerçevesinde karşılıklı elçilikler açılmış, ticaret anlaşmaları yapılmıştı. Çin Komünist Partisi’nin kurulması ve kendini göstermesiyle birlikte, ÇKP’nin Mustafa Kemal ve Kemalist Devrim eleştirileri de başlamıştı. Sovyetler Birliği ile ilişkilerin derinleşmemesi, Türkiye’deki komünistlerin baskı altına alınması gibi gerekçeleri öne sürerek eleştirilerini artırıyorlardı.

Çin İç Savaşı süreci ve ÇKP’nin iktidara gelmesiyle birlikte Türkiye-Çin ilişkileri bir kez daha kesintiye uğradı. Bu durum ancak uzun yıllar sonra düzelecekti.

Aşağıdaki belge, Türkiye ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında diplomatik ilişkiler kurulması için alınan Türk Devletinin resmî kararıdır. Başbakanlık Cumhuriyet Arşivi’nde bulunan belge, Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay ve bütün Bakanlar Kurulu’nun imzasıyla yürürlüğe konulmuştur. Belgede şöyle denmektedir:

“Çin Halk Cumhuriyeti ile diplomatik ilişkiler kurulması hususunda Dışişleri Bakanlığına yetki verilmesi, adı geçen bakanlığın 12/7/1971 tarih ve DOĞU/3/71-667, 008/923-672 sayılı yazısı üzerine, 5/5/1969 tarih ve 1173 sayılı Kanunun 1’inci maddesine göre, Bakanlar Kurulunca 13/7/1971 tarihinde kararlaştırılmıştır.”

Bu makale Teori Dergisi’nden alınmıştır.

ABD Avrupa bayram Bilim BLCU BRICS burs China CSC Culture Deprem Ekonomi eğitim Kore Kültür Pekin Rusya Scholarship science Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Tayvan Trump Turkiye Türkiye University USA Uyghur Wang Yi WIPO Xi Jinping Xinjiang ZJUT Çin çin

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir