27 Mart 2025
Yazan: Sonja Anderson | Türkçeye çeviren: Aynılhayat Oğuz
Çin’in Bronz Çağı’ndan kalma, uzun süre “kayıp” sayılan krallıklara ait mitolojik dünyalar, San Francisco’daki yeni bir sergiyle gün yüzüne çıkıyor.
Ejderhalar, anka kuşları ve kaplanlar… Çin sanatı ve kültürü bu efsanevi yaratıklarla doludur. Ancak bu güçlü imgelerin kökeni nereye dayanır? San Francisco’da bu bahar açılan çarpıcı bir sergi, bu soruya yanıt veriyor ve ziyaretçileri Çin’in 3.000 yıllık sanat tarihiyle buluşturuyor.
San Francisco Asya Sanat Müzesi’nde açılan sergi, “Anka Krallıkları: Çin’in Bronz Çağı’nın Son Görkemi” başlığını taşıyor ve Çin’in Bronz Çağı’ndan kalma 150’den fazla eseri bir araya getiriyor. Müze yetkililerine göre, bu eserler Çin uygarlığının doğduğu yer olan Yangtze Nehri boyunca gelişmiş kadim kültürlerden geliyor.
Müze direktörü ve erken dönem Çin tarihi uzmanı Dr. Jay Xu, China Daily gazetesine verdiği röportajda şunları söylüyor:
“Şu anda Çin arkeolojisinin altın çağını yaşıyoruz. Anka Krallıkları, mit ile tarihi birbirine bağlıyor ve bu olağanüstü eserler sayesinde ziyaretçilere geçmişle birebir bir karşılaşma sunuyor.”
Kayıp Krallıklardan Gelen Sanat
Bu “altın çağ”, Çin tarihinin dönüm noktalarından biri olan Zhou Hanedanlığı’na yeniden ışık tutuyor. Yaklaşık M.Ö. 1050–221 yılları arasında süren bu çok devletli dönem, imparator Qin Shi Huang’ın tüm krallıkları fethederek Çin’i birleştirmesiyle sona erdi. Qin Hanedanlığı, Büyük Çin Seddi’nin temellerini atması ve Terrakota Ordusu’nun inşasıyla tanınan kısa ama etkili bir dönemdi.
Dr. Xu’ya göre, tarihçiler Qin’in hangi krallıkları fethettiğini büyük bir hevesle yazıya geçirmişti, ancak bu krallıkların sanatsal ve manevi mirası büyük ölçüde ihmal edilmişti:
“Kayıtlarda büyük boşluklar vardı. Qin’in kimleri fethettiğini biliyorduk ama bu eski krallıkların inançlarını ve sembollerini sonraki dönemlere taşıyan sanat eserlerinden yoksunduk. Çin sanatında neden bu kadar çok ejderha, kaplan ve anka kuşu var diye hiç düşündünüz mü? Bugün ‘Çin’e özgü’ diye gördüğümüz sanat tarzları aslında nereden geliyor?”
Zeng ve Chu: Unutulmuş Medeniyetler
Sergi, Zhou Hanedanlığı döneminde Güney Çin’de hüküm süren Zeng ve Chu adlı iki krallığa odaklanıyor. Zeng kültürü M.Ö. 1040–400, Chu kültürü ise M.Ö. 1030–223 yılları arasında gelişmişti. Bu medeniyetler, Qin hâkimiyetinden önce Çin’in kültürel ve siyasi sahnesinde güçlü oyunculardı. Ancak Qin’in yükselişiyle birlikte bu krallıkların izleri silindi; bilim insanları öldürüldü, kitaplar yakıldı ve yerel gelenekler bastırıldı.
Anka Krallıkları, ABD’de bu kapsamda düzenlenen ilk sergi olma özelliğini taşıyor. Artnet yazarı Tim Brinkhof’a göre, sergideki eserler Çin’in Bronz Çağı arkeolojisinde uzmanlaşmış beş büyük müzeden ödünç alınmış. Zeng ve Chu aristokratlarına ait mezarlardan çıkan eserler arasında yeşim taşından objeler, bronz ritüel kaplar, müzik aletleri, silahlar, lake işlemeli tören eşyaları ve ahşap–bronz mezar hediyeleri yer alıyor.
Bu parçaların çoğu, Çin mitolojisinde önemli sembolleri temsil ediyor:
- Yılan benzeri ejderhalar, suyun ve doğaüstü güçlerin koruyucusu
- Kaplanlar, cesaret ve askeri güç sembolü
- Anka kuşları, uyum, yeniden doğuş ve göksel dengeyi simgeliyor
Serginin Öne Çıkan Eserleri
Sergideki en dikkat çekici eserlerden biri, 4.200 yıllık yeşim taşı oyma işlemeli bir maskede yer alan iki yırtıcı kuş figürü. Bu eser, bin yılı aşkın süre Çin sanatında yer bulacak olan bazı ana temaları ortaya koyuyor: ruhsal rehberlik, uçan kutsal yaratıklar ve törensel yüz örtüleri.
Bir diğer dikkat çekici parça ise 2.300 yıllık boyalı bir davul. Üzerinde, kaplanların sırtında duran anka kuşları tasvir edilmiş. Müze yetkilileri, bu tür sembollerin daha sonraki Qin ve Han hanedanlarını doğrudan etkilediğini belirtiyor.
Mit ve Tarih Arasındaki Kayıp Halka
Serginin küratörü Fan J. Zhang, Anka Krallıkları’nda yer alan birçok sanat eserinin hem güzellik hem de tarihsel önem açısından ulusal hazine statüsünde olduğunu vurguluyor:
“Bu eserler sadece estetik açıdan etkileyici değil; aynı zamanda mitolojik anlatılarla yazılı tarih arasındaki eksik halkaları tamamlıyor. Gerçekten benzersiz ve anlam yüklüler.”
Anka Krallıkları sergisi, Çin sanatını sadece geçmişin bir kalıntısı olarak değil; tören, mitoloji ve direnişle yoğrulmuş yaşayan bir kültürel miras olarak görmemizi sağlıyor.
Not: Bu yazı, smithsonianmag.com sitesinde yayımlanan makaleden çevrilmiş ve yeniden uyarlanmıştır.
ABD Avrupa bayram Bilim BLCU BRICS burs China CSC Culture Deprem Ekonomi eğitim Hindistan Kore Kültür Pekin Rusya Scholarship science Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Tayvan Trump Turkiye Türkiye University USA Uyghur Wang Yi Xi Jinping Xinjiang ZJUT Çin Halk Cumhuriyeti Şanghay