Dünyanın en büyük pazarı Çin’e giriş için önemli fırsatlar sunan 8. Çin Uluslararası İthalat Fuarı (CIIE) 5-10 Kasım tarihleri arasında gerçekleşti . Tüm dünyadan üreticileri Çinli şirketlerle buluşturarak yüksek kaliteli ürünlerin Çin’e girişini sağlamak amacıyla doğrudan Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in destekleriyle düzenlenen fuara, 23 bin şirket katıldı ve fuarın ilk üç gününde 500 milyar dolarlık ticari işleme aracılık edildi.
155 ÜLKE TEMSİL EDİLDİ
Şanghay’da düzenlenen bu yılki etkinlikte, 155 ülkeden 4 bin 108 yurt dışı katılımcı yer aldı. Fuar, 430 bin metrekarelik sergi alanı ile rekor kırdı.
Fuarda, Türk ürünleri de üç ayrı stantta temsil edildi. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB)’nin organizasyonuyla katılım gösteren Türk şirketler; geçen yıl 2,6 trilyonluk ithalatı bulunan Çin pazarından daha fazla pay almak ve Çin ile ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla gıda, tüketim ürünleri ve hizmet sektöründe boy gösterdi.
TÜRK FINDIĞINA YOĞUN İLGİ
Özellikle gıda, tekstil, kozmetik ürünleri üreten Türk firmalar, fuarda ilgiyle karşılaştı.
Fuarda yer alan firmalardan Çotanak’ı temsil eden İlker Kırcı, Aydınlık’a konuşarak şirket ve Çin pazarı ile ilgili bilgi verdi. Bitkisel yağ üretimi yapan bir fabrika olduklarını aktaran Altaş Yan Sanayi Dış Ticaret Müdürü İlker Kırcı, şöyle devam etti:
“Ağırlıklı olarak Çotanak markasıyla ürettiğimiz fındık yağı ile tanınıyoruz. Ayrıca ayçiçek yağı, aspir yağı ve diğer tüm bitkisel yağları üretme kapasitesine sahibiz. Yeni ürün gruplarımız da var. Kakaolu fındık ezmesi, fıstık ezmesi, kavrulmuş iç fındık üretiyoruz. Tüm üretim Ordu’da yapılmakta.
“Çikolata grubumuz da var. Dubai çikolatası çok yaygınlaşmıştı. Bu ürün antep fıstığı kullanılarak üretiliyor. Biz fındık kullanarak Ordu çikolatası ürettik. Büyük de talep görüyor. Çikolataya fındık daha çok yakışıyor.”
‘ÇİN PAZARINDAN GERİ KALMAMALIYIZ’
Fuarın ilk düzenlendiği sene de katılım gösterdiklerini belirten Kırcı, şunları söyledi:
“Sonrasında pandemiye kadar Çin ile ticaretimizi geliştiriyorduk. Şanghay’da bir ofisimiz de vardı. Ancak pandemi döneminde sekteye uğradı. Tekrardan aynı ivmeyi kazanmaya çalışıyoruz. Çin’de toplamda 10’dan fazla fuara katılmışızdır. Çin, büyüyen bir pazar, 1,5 milyar nüfusu var. Buradan geri kalmamak gerekiyor. Biz de elimizden geldiğince Çin’e ticaretimizi büyütmeye çalışıyoruz. Halihazırda Çin’e ihracatımız var. Aspir yağı. Yağlı tohumlarda üretilen bir yağ. Türkiye’de İç Anadolu Bölgesi’nde üretilebiliyor fakat az miktarda. Ağırlıklı olarak Rusya ve Kazakistan’da ham maddesi var. Bu ürüne yüksek vergi uygulandığı için Türkiye’de üretemiyoruz. Ancak Dahilde İşleme Rejimi kapsamında Rusya ve Kazakistan’dan getirip Türkiye’de işleyip, Çin’e ihraç ediyoruz. Çin’de özellikle sağlık firmaları bu ürünümüzü alıyor. Ham maddesini daha fazla tedarik edebilsek daha fazlasını da ihraç edebiliriz ama maalesef tarım politikaları sebebiyle Türkiye’de üretim yapılamıyor.”
‘GIDA SEKTÖRÜNDE İHRACAT ARTIRILABİLİR’
Türkiye ile Çin arasındaki dış ticaret açığının yüksek olduğuna fakat gıda ürünlerinde Çin’e ihracatın artırabileceğine işaret eden Kırcı, şunları dile getirdi:
“Çin’de maliyetler düşük ama biz gıda sektöründe Çin’e ihracatı artırabiliriz. Biz de Çin’den makine alıyoruz. Hem kalitesi iyi hem de uygun fiyatlı oluyor. Çin’de olmayan varsa bile Türkiye’deki gibi olmayan fındık var örneğin. Bir firmayla görüştük. Türkiye’den fındık almak istediklerini belirttiler. Sadece fındık değil, kayısı, kuru üzüm, kuruyemiş gibi gıda ürünlerde ciddi ihracatlar yapabiliriz. Ben o konuda umutluyum. Çinliler güvenilir ve kaliteli ürün tedarik eden firmaları seviyor. Bu güven ilişkisini oluşturmamız lazım.”
Gıda sektöründe stant açarak ürünlerini tanıtan Venüs Bisküvi Asya ve Orta Doğu Satış Müdürü Mehmet Sinan Ertek de şu ifadeleri kullandı:
“Venüs Bisküvi, 2012 yılında Bursa’da kuruldu. 60’tan fazla ülkeye ihracat yapıyoruz. Sırasıyla ağırlıklı olarak Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Amerika’ya ihracat yapıyoruz. Fuarda Çin’deki iş ortaklarımızla görüşüp potansiyel iş olanaklarını değerlendireceğiz. Bizim için önemli bir fırsat. Ürünlerimize olan ilgi çok güzel. Türk olduğumuzu öğrenince biraz şaşırıyorlar. Pazara uygun ürünlerimiz var. Fiyat odaklı, rekabetçi bir pazar burası.”
Çin’e özel reçetelerle ürünler hazırladıklarını kaydeden Ertek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Örneğin bisküviler Türkiye’ye göre daha az şekerli. Buraya yönelik tuzlu atıştırmalıklarımız var. Politik konulardan dolayı artık ABD’den gelmeyen ürünler var. Biz bir alternatif oluşturabiliriz.
“Çin’de yeniliğe açık, ithal ürünler tüketmeye razı olan büyük bir nüfus var. Bizim de hedef kitlemiz onlar. Rekabet ettiğimiz ülkeler arasında Güney Kore, ABD, Mısır’dan üreticiler ve yerel üreticiler var. Biz bu firmalarından yanında kalitemiz ve markamızla öne çıkarak raflardaki yerimizi almaya çalışıyoruz.”
ÇİN’E ÖZEL ÜRÜNLER HAZIRLANDI
Kozmetik sektörüne ilişkin fuarda yerini alan Yarım İç ve Dış Ticaret firmasının sahibi Murat Şahin, kozmetik sektöründe küresel bir Türk markası eksikliği olduğunu belirtti. Şahin, şunları kaydetti:
“15 yıldır kozmetik sektöründe birçok firmaya hizmet verdik. Ancak iki yıldır Türkiye’yi temsil eden marka eksikliğini hissederek küresel bir marka üzerine çalışmalarımızı yaptık. Halihazırda Azerbaycan, Dubai, Katar, Kuveyt, Rusya, Ukrayna gibi ülkelere ürün gönderiyoruz. Farklı bir pazara daha giriş yapmayı düşünürken Çin’de karar kıldık. Ege İhracatçılar Birliği’nin (EİB) organizasyonuyla stant açtık. Çin pazarına özel ürünler hazırlayarak buraya geldik. Bir fuara katılım göstermek kolay değil. Öncesinde aylar süren bir araştırma yapmanız lazım. Girmek istediğiniz pazardaki insanların alışkanlarının ne olduğunu tespit etmeniz lazım. Biz bu doğrultuda bir çalışma yaptık ve Çin pazarına özel bir grup saç ve cilt bakımı ürünü hazırladık. Bugünden itibaren Çinli tüketicilerin beğenisine sunacağız.
“Açık konuşmak gerekirse Çin pazarında yerli üreticilerle üretim maliyeti konusunda rekabet imkânsız. Ancak insanların gelir düzeyi yükseldikçe, harcama alışkanlıkları değişir, kaliteli ürünlere eğilim gösterirler. Kendi ürünlerimizin kalitesine güvendiğimiz ve Çinli tüketicilerin alışkanlıklarını tespit ettiğimiz için bu noktadan ilerlemek istiyoruz. Bizi farklı kılacak küresel bir marka olma yolunda ilerlemeli ve özel ürünler üretmeliyiz.
“Çin’de 300 milyon insan e-ticaretten alışveriş yapar. Bizim toplam nüfusumuzun yaklaşık 3,5 kat fazlası.”
Çin’de alım gücünün yükseldiğini ve yüksek kaliteli ürünlerin alıcı bulduğunu dile getiren Şahin, “Çin, eski Çin değil. Benim öğrencilik yaptığım yıllarda Çin’de asgari ücret 100 dolardı. Şimdi neredeyse 1000 dolara yakın.” dedi.
Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/haber/turk-is-insanlari-cin-firsatlarinin-pesinde-555052




