Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
BRICS Güney Afrika Zirvesi: Liberal düzenin sonuna doğru
Paylaş

BRICS Güney Afrika Zirvesi: Liberal düzenin sonuna doğru

Kalkınmasını başka ülkeleri yağmalayarak değil; ortak, eşit, adil, insan merkezli ve birbirinin içişlerine karışmamayı dış politikada temel felsefe haline getirmiş yeni bir düzene duyulan ihtiyaç. İşte BRICS dünyaya bunu sunuyor.

2009’da kurulan ve başlangıçta finans, kalkınma ve ticari olarak işbirliğini içeren BRICS, ağustosun üçüncü haftasında Güney Afrika’da yapılan son zirvesinde yeni üyelerin katılımıyla ezilen dünya halklarının lehine jeopolitik ve jeostratejik büyük sonuçlar doğuracak bir yapıya evriliyor.

Birliğe üç kıtadan altı yeni ülkenin katılımından ziyade dikkat çeken şey 40’tan fazla ülkenin üyelik başvurusunda bulunmasıydı. Bu bize, 20. yüzyıldan miras alınan ve emperyalist hegemonyacılığın sınırlarını çizdiği “uluslararası düzen”in işlemediğini ve gelişen dünya ülkelerinin yeni bir düzene ihtiyaç duyduğunu tekrar gösteriyor.

BATI HEGEMONYACILIĞININ ÇIKMAZI

Emperyalist yağmacılar, kendi kalkınmalarını dünyanın geri kalanının geri kalması pahasına sağladılar. 20. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinin yükselişi, 21. yüzyılda da istikrarlı bir biçimde devam etti. Buna Afrika ve Latin Amerika’da bazı duraksamalarla birlikte devam eden bağımsızlıkçı hareketler eşlik etti. Geçen yüzyılın ikinci yarısından bugüne “düz dünya” diyen de “tarihin sonunu” ilan eden de çıktı, yeni durumu Küresel Güney ile Kuzey arasında kalkınmanın “ortaklaşması” diye açıklamaya çalışan da… Şimdi hemen hepsi bütün bu liberal amentülerini rafa kaldırdı, sömürücüler ile sömürenler arasında uzlaşmaz çelişkilerin devam ettiğini ve yeryüzünün çoğunluğunun kendilerine karşı olduğunu görmeleri uzun sürmedi.

Johannesburg’da 22-24 Ağustos tarihleri arasında bir araya gelen BRICS, ABD merkezli liberal düzen sonrası dünyanın gidişatını belirleme amacıyla bütün mazlum halklar için bir araya geldi. Arjantin, Mısır, İran, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Etiyopya’nın gelecek yılbaşından itibaren resmi olarak BRICS üyesi olması kararlaştırıldı ve Washington’a güçlü bir mesaj verilmiş oldu. Böylece gelişen dünya ülkelerinin çıkarlarının dünya gündemine daha iyi taşınacağı ve emperyalizme karşı mücadelenin daha da güçleneceği bir döneme girilmiş oldu.

KALKINMA İÇİN PAROLA: DAYANIŞMA VE İŞBİRLİĞİ

BRICS’in ana bileşenlerinden Çin, yeni katılımlardan memnun. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, yeni 6 üye devlet için “BRICS’in genişlemesi tarihi önemde” diyerek “BRICS için yeni bir dönemin başlangıcı” nitelendirmesi yaptı. Xi’nin konuşmasını Çin Ticaret Bakanı okudu. “Dayanışma ve işbirliği ile ortak kalkınma” vurgusu yapan Xi, BRICS Zirvesi’nin üçüncü kez Afrika’da yapılmasını anlamlı bulduğunu belirtmesi ise Afrika’da ABD ve Fransız sömürgeciliğine karşı son bağımsızlık dalgasına da dolaylı atıfta bulundu. Afrika’nın en hızlı büyüyen ekonomilerden ve aynı zamanda Afrika Birliği’nin Genel Merkezine de ev sahipliği yapan Etiyopya’nın Birliğe dâhil edilmesi ayrıca dikkat çekiyor.

Xi’nin konuşmasının en önemli bölümlerinden biri ise “kalkınmanın birkaç ülkenin tekelinde olmayan yapısını” hatırlatmış olmasıydı. Xi, bu ifadelerden hemen sonra “Kendi kurallarını uluslararası norm olarak sunanlar” diyerek Batı’ya seslendi ve bunun “kabul edilemez” olduğunu belirtti.

Xi’nin “dijital ekonomi, yeşil kalkınma ve tedarik zinciri” gibi Çin’in gelişen dünyaya öncülük yaptığı alanlarda fiili işbirliği çağrısı yapması ise mazlum dünya için diğer bir umut verici gelişme oldu.

ÇOK KUTUPLU DÜZENİN FİNANS TAŞLARI DÖŞENİYOR

Zirvenin resmi olmayan gündem maddelerinden biri de “dolarsızlaşma”ydı. Zirve sonrası bazı Batılı uzmanlar bunun “sürdürülemez olduğunu” söylese de dolarsızlaşma süreci çoktan başladı. BRICS’in Güney Afrika Zirvesi resmi olarak bir “rezerv para birimi” gündemini içermese de yerel para birimleri ile ticareti artırma iradesi ortaya koyuldu.

BRICS, 2015’te Dünya Bankası ve IMF gibi ABD hakimiyetindeki finans kuruluşlarına karşı “Yeni Kalkınma Bankasını” kurmuştu. Banka, halihazırda Çin renminbisi üzerinden kredi veriyor ve Zirve sonrası buna Güney Afrika ve Brezilya milli paralarının da eklendiği duyuruldu. Ayrıca banka, ekim ayına kadar ilk Hindistan rupisi tahvilini de çıkarma hedefi içinde (Hindistan’ın yakın zamanda Birleşik Arap Emirlikleri ile ABD doları yerine milli paralarla ticaret anlaşması yaptığını da not düşelim).

TÜRKİYE VE GELİŞEN DÜNYAYA CAN SİMİDİ

Uluslararası gelişmelerin neredeyse bir entropi halini aldığı bu dönemde, BRICS şimdi 6 yeni gelişen ülke ile birlikte 21. yüzyılda yeni bir dönemin eşiğinde. Üstelik yeni ülkelerin çoğu Batı Asya coğrafyasından ve enerji devi ülkeler. Bu sayede BRICS’in enerji ürünlerinin fiyatlandırılması ve ülkelerin petrol maliyeti açısından sorumluluklarını ve kırılganlıklarını yönetme konusunda jeopolitik kırılmada avantajlı konuma geçtiğini söyleyebiliriz. 40’tan fazla ülkenin üyelik sırasına girmesi ise liberal dünya düzeninden duyulan rahatsızlığın gelişen dünyanın fiili alternatiflere daha sıkı bağlandığını gösteriyor.

Türkiye ve gelişen dünya ülkeleri, son 5 yılda pandemi ve Ukrayna meselesi gibi büyük jeopolitik dönüşümler içerisinde gittikçe daha çok döviz sıkıntısı çekiyor. Bu ülkelerin yaklaşık son 50 yılda neoliberalizm temelli uluslararası emperyalist iş bölümü içerisinde milli üretimlerinden koparılması ve milli paralarının sürekli değer kaybetmesi elbette esas problem. Paris Kulübüne alternatif arayan ezilen dünya ülkeleri, Yeni Kalkınma Bankası’nın sağlayacağı kredilere daha çok ihtiyaç duyacak. Fakat daha da önemlisi, kalkınmasını başka ülkeleri yağmalayarak değil; ortak, eşit, adil, insan merkezli ve birbirinin içişlerine karışmamayı dış politikada temel felsefe haline getirmiş yeni bir düzene duyulan ihtiyaç. İşte BRICS dünyaya bunu sunuyor.

Satın alma gücü paritesi bakımından G7 ve BRICS (1995-2023) Kaynak: Statista, Nisan 2023.

Rusya Devlet Başkanı Putin’in de Zirve’ye gönderdiği video mesajının başında özellikle vurguladığı “özel ve kamu borçlarının birikmesi” sorununa da BRICS aracılığı ile yeni çözüm yolları getirileceği görülüyor. Putin ayrıca “tek taraflı ve uluslararası hukuka aykırı yaptırımlar” üzerinde durdu, ampirik verilerle ABD merkezli G7’ye karşı BRICS kurucusu 5 ülkenin ekonomik üstünlüklerinden bahsederek özgüven tazeledi (Putin’in dikkat çektiği gerçeği Tablo 1’de ayrıntılı görebilirsiniz). Bu arada Rusya gelecek yıl BRICS dönem başkanlığını üslenecek. Ekim 2024’te Kazan’da yapılması beklenen genişletilmiş BRICS+’ın ilk zirvesine Rusya’nın vereceği sloganın “Küresel Kalkınma ve Güvenlikte Adalet İçin Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” olacağı düşünülüyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir