Emre Kaya
Nepal’de sosyal medya yasağı ve yolsuzluk iddialarının ardından başlayan protestoları bastıramayan hükûmet düştü. Meclis süresiz olarak kapatıldı. Seçimlerin tarihi ise belirsiz. Peki ülkede bundan sonra neler yaşanabilir? Nepal, Asya’daki yeni ABD üssü olabilir mi?
Güneydoğu Asya’nın küçük ancak Hindistan ve Çin’e komşu olması sebebiyle önemli ülkesi Nepal, bir süredir gündemimizi hayli meşgul ediyor. Sosyal medya yasağı ve ardından siyasetçiler hakkındaki yolsuzluk iddialarının ayyuka çıkmasıyla başlayan protestoların sonucunda Nepal Komünist Partisi (Birleşik Marksist – Leninist) öncülüğündeki hükûmet düştü. Meclis dağıtıldı. Hükûmetin istifası sonrası gençlerin bir sosyal medya platformu üzerinden en çok oy verdikleri kişi olan Sushila Karki, Cumhurbaşkanı Ram Chandra Poudel tarafından başbakan olarak atandı. Karki, böylelikle ülkenin ilk kadın başbakanı oldu. Peki Nepal’de neler yaşandı? Bu olaylar neticesinde Nepal Devrimi boğuldu yorumu yapabilir miyiz? Komünist bir partinin iktidar olduğu ülkede artık ABD’nin mi borusu ötecek?
KISA BİR NEPAL TARİHİ: KRALLIK NASIL YIKILDI?
1951 yılından itibaren meşruti monarşi rejiminin hüküm sürdüğü ülkede Şubat 1996’da Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez) tarafından krallığın ilgası için bir isyan başlatıldı. Pushpa Kemal Dahal’ın lideri olduğu parti, kırlardan kenti saracak bir isyan stratejisi ortaya koyarak Nepal’de krallığın ortadan kalkması için mücadelenin fitilini ateşledi.
Dahal’a iç savaştaki öncü rolünden dolayı Prachanda (Korkutucu – Haşin) lakabı verildi. Onun bilimsel sosyalizme Nepal merkezli katkıları Prachanda Path (Prachanda Yolu) olarak tanımlandı. Partisinin yolu da Marksizm-Leninizm-Mao Zedung Düşüncesi ve Prachanda Yolu olarak ifade edildi.
Nepal’in kenardaki kentlerinden başlayan bu ayaklanmada partinin hakim olduğu yerlerde komünist bir yönetim kuruldu ve nihayetinde başkent Katmandu kuşatıldı. Bu kuşatmaya dayanamayan son kral Gyanendra sert önlemlere başvurdu ancak bunlar onun otoritesini sağlamlaştırmak yerine onu daha da zor bir durumda bıraktı.
Başkentin içinde de büyük protestolar patlak verince kral, bir süre önce dağıttığı meclisi yeniden açtı. Meclis ise ilk iş olarak 10 Haziran 2006’da kralın yetkilerini sınırlandırdı. Buna paralel olarak Nepal Hükûmeti ile Maoist Merkez arasında ateşkes görüşmeleri başlatıldı. Gerillaların serbest bırakılması ve seçimlere katılım hakkı gibi güvencelerle anlaşma sağlandı.
Bu sürecin sonunda parlamentoda Maoist Merkez grubunun başı çekmesiyle Nepal’de krallık lağvedildi ve 28 Mayıs 2008’de Federal Demokratik Nepal Cumhuriyeti’nin kurulduğu ilan edildi. Bunun sonucunda son kral Gyanendra ülkeden gitti.
DEVRİMİ EGOLARA EZDİRMEK
Nepal’de krallığın ilgasından sonra yapılan seçimlerde hem Nepal Komünist Partisi (Maoist Merkez) hem de Nepal Komünist Partisi (Birleşik Marksist-Leninist) toplumun büyük kesiminin oylarını aldı. İki partinin 2008’de yapılan seçimdeki toplam oy oranı yüzde 50 civarında. Bu seçimin ardından kurulan hükûmette Pushpa Kemal Dahal başbakan oldu ve Birleşik Marksist-Leninist ile ittifak kurdu. Ancak 18 Ağustos 2008 tarihinde kurulan bu hükûmet henüz bir yıl geçmeden yıkıldı.
Birleşik Marksist-Leninist, merkez olarak tarif edebileceğimiz ABD ile sıkı ilişkilere yakın Nepal Kongresi ile eski ortağını dışlayarak hükûmet oldu.
Nepal Devrimi’nde ilk baştan itibaren Maoist Merkez ve Birleşik Marksist-Leninist liderlerinin egoları çatışma halinde oldu. Bunun sebebi ise BML’nin krallık devrinde dahi faaliyet yürüten bir parti olarak kuvvetli olması, Maoist Merkez’in ise daha sonradan ortaya çıkan ancak BML’den daha fazla kuvvetlenen bir parti olmasıdır. Burada liderler partilerinin temsil ettikleri fikirlerden daha çok kendi liderliklerini ön plana çıkarmaya çalışmışlardır.
İki parti aynı dönemde tekrar hükûmet kursalar da yine ömrü az oldu. Bu sefer de Maoist Merkez, sosyal demokratlarla bir hükûmet kurup BML’yi dışladı. Birbirlerine bir türlü güvenemeyen bu partiler Nepal Kongresi’ne zemin açtılar. 2013’te Kongre sandıktan birinci parti olarak çıktı. 2013 ve 2017 arasındaki parlamento dönemi de bir öncekinden farklı olmadı.
BML ve Maoist Merkez yine birlikte hükûmetler kurmaya çalıştılar ancak bu hükûmet denemeleri de bir kelebeğin ömründen uzun olamadı.
2017 Seçimleri’nin ardından artık Nepal için kaos günleri başladı. Birleşik Marksist-Leninist grubun eski önderlerinden ve Maoist Merkez’le işbirliği yapmayı savunan kanadından olan Madhav Kumar tarafından 20 milletvekiliyle birlikte Nepal Komünist Partisi (Birleşik Sosyalistler) kuruldu. Böylelikle BML büyük bir güç kaybetti.
Dönemin başında Sol İttifak adı altında seçimlere beraber giren hükûmeti de beraber kuran bu iki grup birbirlerine düşman pozisyona evrildi. BML’nin bölünmesinde Maoist Merkez’in rolü olduğu öne sürüldü. Madhav Kumar’ın her fırsatta Maoist Merkez’in yanında yer alması da bu iddiayı destekledi. Bu bölünmenin ardından iki parti de Kongre olmadan hükûmet olamaz duruma geldi.
En son 2022 Seçimleri’nde bir araya gelen partilerin kurdukları hükûmet yine istenileni veremedi ve sonrasında BML ile Kongre ortak bir hükûmet kurdu. İşte Nepal’de son protestoların ardından devrilen hükûmet budur.
Kısa cumhuriyet deneyiminde Nepal’deki komünist partiler birleşmek yerine birbirleriyle daha çok mücadele içine girdiler ve en nihayetinde Amerikancıların katkısı olmadan hükûmet kuramadıkları bir pozisyona geldiler.
GEN-Z PROTESTOLARI NEYİ AMAÇLADI?
BML Lideri ve Nepal Başbakanı KP Sharma Oli’nin açıkladığı sosyal medya yasağı ve çeşitli politikacıların çocuklarına ait olduğu iddia edilen lüks hayat görüntüleri sonrası Nepal’de gençlerin önde gözüktüğü protestolar başladı.
Esasında Oli bizde iddia edildiği gibi bir gecede sosyal medyayı yasaklamadı. Sadece küresel sosyal medya şirketlerine ülkesinde ofis açmaları için süre tanıdı yoksa onlara kapatılacaklarını bildirdi. Verilen süre zarfında Nepal’de bir ofis açmayan şirketler erişime kapatıldı. Ancak ülkemizde bu karar sanki anlık bir keyfiyetle alınmış bir karar olarak lanse edildi.
Protestolar ilerleyince önce bu sosyal medya yasağı kalktı. Ancak bu hamle Oli’nin düşüşünü engelleyemedi. Oli istifa etti. Parlamento dağıldı. Nepal ise şu an bir bilinmezlik içinde yaşıyor.
Başlayan protestoların karakterini ilk aşamada içinde bir öncü kuvvet olmadığı için kestirmek pek mümkün olmadı. Başlangıçta yolsuzluğa karşı gençlerin bir inisiyatifi gibi görünen protestoların karakteri zaman ilerledikçe ortaya çıktı. Tek bir hakim kuvvetin olmadığı protestolarda öne çıkan kuvvetleri şöyle özetlemek mümkündür:
- Feodal Hindu düşüncesi taraftarları: Hindistan’da da taraftarı bulunan Hindutva isimli feodal karakterli Hindu düşüncesini desteklemektedir.
- Kralcılar: 2008’de yıkılan krallığı canlandırmak ve yurt dışında olan Kral Gyanendra’yı yeniden kral ilan etmek isteyen kişilerdir. Başlangıçta kuvvetli görünseler de pek bir tehlike arz etmedikleri ortaya çıktı.
- Büyük Nepalciler: Başını Katmandu Belediye Başkanı Balen Shah’ın çektiği kişiler. Özellikle Hindistan topraklarının bir kısmının tarihsel olarak Nepal’e ait olduğunu iddia etmeleri sebebiyle bölge için tehlikeli olabilme potansiyeli taşıyorlar. Çeşitli sınır gerginlikleri üzerinden hem Hindistan’a hem de Çin’e karşı tehditkâr potansiyelleri mevcut.
KATMANDU BELEDİYE BAŞKANI’NA DİKKAT
Protestoları ilk baştan itibaren destekleyen, son yapılan yerel seçimlerde başkent Katmandu’nun belediye başkanı olarak seçilen Balen Shah bu günlerde tehlikeli bir bloğun başını çekiyor.
Bağımsız olarak girdiği seçimde Kongre ve BML’nin adaylarını geride bırakarak seçilen Shah, Hindistan topraklarını tehdit eden Büyük Nepal düşüncesini temsil ediyor. Shah’ın odasına astığı haritada kuzey doğu Hindistan topraklarının Nepal’e ait gösterilmesi oldukça tepki çekti. Ayrıca kentte Hint filmlerini yasaklamaya çalıştı.
Shah, genç bir rap şarkıcısı olması sebebiyle gençlik içinde sevilen bir lider olarak sivriliyor. Protestolar süresince gençlerin temsilcisi gibi bir rol üstüne yapıştı. Hükûmet ile gençler arasında bir köprü görevi gördü. Protestoları asker sahaya inmeden önce sözde dindirmeye çalıştı. Gençler üzerinde sözünü geçirmeye çalıştı. İlerleyen günlerde adı çok duyulan bir kişi olabilir.
Shah’ın olası iktidarı üzerinden ABD’nin hem Çin’e bir tehdit hem de Hindistan’a karşı bir sopa olarak Nepal’i kullanma planlarını zorlayacağı açıktır. Yine de Shah’ın popülerliği bir saman alevi gibi parlayıp sönebilir. Bu sebeple Shah tüm emperyalist projeler gibi biraz baş ağrıtabilir ancak her şeye rağmen çökecektir.
NEPAL’İN BİRİKİMİNE GÜVEN
Tüm bunlara topluca baktığımızda Nepal’de şu an bir belirsizlik hâkim olsa da ülkenin krallık devrinden itibaren oluşan komünist öncü parti birikimine, krallığı deviren demokratik anlayışına güvenmek gerekir.
Tüm bu yaşanan krizlere ve bir türlü anlaşmazlıklara rağmen Nepalliler BML’den ve Maoist Merkez’den vazgeçmediler. Onlara birçok kez iktidarı sundular. Ancak bu partilerin egolarını ezip bir türlü anlaşamamaları Amerikancılığa alan açtı ve şimdiki bilinmezliği yarattı.
Bu durumda oluşan tabloya bakıp ABD kazandı demek çok erken bir yorum olacaktır. Ülkenin yeni başbakanı olan Karki’den beklenen, meclisi bir an önce toplaması ve seçimlere gitmesi. Bu seçimlerde halk son iktidar BML’ye ağır bir ceza verebilir. Hatta bir türlü anlaşamıyor diye Maoist Merkez’e de bir fatura çıkarabilir. Ancak yine de haklarını savaşarak kanla alan Nepal’in demokratik, bağımsız ve eşitçe paylaşma yolundan dönmeyeceği aşikardır.
Kaynak: https://www.aydinlik.com.tr/haber/gen-z-protestolari-kimi-devirdi-nepalde-abd-mi-kazandi-547138
ABD Avrupa Bilim BLCU BRICS burs China CSC Culture Deprem Ekonomi eğitim Hindistan Kore kuşak ve yol Kültür Pekin Rusya Scholarship science Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Tayvan Trump Turkiye Türkiye University Uyghur Vize Wang Yi Xi Jinping Xinjiang ZJUT Çin Çin Halk Cumhuriyeti