Türk Çin Araştırmaları

Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
Çin Sanatını Şekillendiren Doğal Miras
Paylaş

Çin Sanatını Şekillendiren Doğal Miras

              Çin’in Yangzte Nehri Deltası, eşsiz bir doğal güzellik ve çok çeşitli canlı türlerine ev sahipliği yapan bir dünya mirasıdır. Çin hükümeti de gerek ulusal gerek yerel programlarla bu ekolojik zenginliği korumak için azami hassasiyet göstermektedir. Bugün pek çok kuş, yılan, tilki, geyik türünü engelsiz gözlemlemek paha biçilemez bir hediye olsa da bu canlılar, eşsiz Çin sanatını da geçmişte bu yana geliştiren ilham kaynağı olmuştur. Binlerce yıldır burada yerleşik bir yaşam ve buna baplı olarak da kültür inşa eden Çin toplumunun elde ettiği birikim, hiç şüphesiz doğanın onlara sunduğu bu güzelliklerle şekillenmiştir.          

 

1. Kızıl Tepeli Turna (丹顶鹤, Dāndǐng Hè)

              Kızıl Tepeli Turna Kuşu, Çin kültüründe şansın ve saygınlığın temsil edildiği bir hayvan türüdür. Yancheng’da bugün koruma altında olan bölge, Kızıl Tepeli Turna Kuşu için önemli bir kışlama yeri olu göç güzergahı üzerinde bulunmaktadır. Sibirya bölgesinde üreyen Turna kuşları, bölgenin yıkıcı soğuğundan korunmak için daha güneye, Yangtze Nehri Bölgesi’ne göçmektedir. Bölgenin sunduğu geniş sazlık alanlar, sığ sular ve bol besin kaynağı, bu canlılar için oldukça caziptir. Binlerce yıldır devam eden bu yolculuk da bölge sakinleri için büyük bir ilham kaynağı olmuştur.    Türk kültüründe de yer bulan bu göçmen kuşlar, yolculuğun temsilcisi olduğu için genellikle ‘gurbet’ temalı eserlere konu olmuştur. Çin kültüründe ise odaklanılan tema, canlıların sürekli bir ekosistemin parçası olarak ölümsüzlüğü temsil etmesidir.      



              Kızıl Tepeli Turna, Çin kültüründe ‘ölümsüzlük, bilgelik, asalet’ gibi kavramların somutlaşmış halidir. Taoist inanışa göre ölümsüzler, genellikle turnaların sırtında seyahat etmektedir. Bu nedenle Turna kuşları ölümsüzlüğe ulaşmada bir köprü olarak görülmüştür. Ölümsüzlerle yaptıkları yolculuklardan dolayı da uzun ömürlü olduklarına inanılmış; bu nedenle doğum günü kutlamalarında ve yaşlılara saygı ifade eden hediyelerde tema konusu olmuşlardır. Turnalar Çin resim sanatında Çam Ağaçları ile birlikte (松鹤图, Sōng Hè Tú) ifade edilmiştir. Bunda Çam Ağaçlarının kışın dahi yapraklarını dökmemesi de etkili olmuştur. Geleneksel Çin Operası’nda (京剧, Jīngjù)  doğrudan bir Turna karakteri olmasa da operanın zarif hareketlerinin temsilinde turnaların yürüyüş şekilleri ilham kaynağı olmuştur. Özellikle asil ve soylu karakterlerin canlandırılmasında Turna kuşlarının hareketleri birebir taklit edilmektedir.

2. Kaşıkçı Kuşu (勺嘴鹬, Sháozuǐ Yù)

              Bugün bölgenin tanıtımında tam bir maskot haline gelen Kaşıkçı Kuşu ise ismini kaşık benzeri gagasından almaktadır. Dünyanın en nadir ve tehlike altındaki kuşlarından biri olan bu türün yetişkin nüfusunun 200-400 civarı olduğu tahmin edilmektedir. Aynı Kızıl Taçlı Turnalar gibi Rusya’nın doğusunda üreyen bu tür, kışı geçirmek için benzer göç güzergahını takip etmektedir. Kaşıkçı Kuşu, Turnaların aksine Geleneksel Çin sanatında ise hemen hemen hiç görülmezler. Bunun nedeni boyut olarak görece çok küçük ve ürkek canlılar olması ve ıssız kayalarda yaşayarak insan popülasyonunu ile çok nadir etkileşime girmeleridir. Bu harikulade canlının keşfi ve duyurulması da görece çok yenidir.          

 

              Geleneksel Çin Sanatındaki yokluğu, bugün bilim dünyasının sıkı tanıtımı ile Modern sanatta yer bulmaya başlamıştır. Sanatçılar onun sevimli ‘kaşık’ şeklindeki gagasına odaklanarak izleyicilerde sempati ve koruma kavramlarını öne çıkarmayı hedeflemektedir. Türün fiziksel olarak küçüklüğü ve neslinin tükenme tehlikesi altında olması da sanatçıların ‘kırılganlık’ ve ‘masumiyet’ temalarını yansıtmada itici bir doğal obje oluşturmaktadır. Kaşıkçı Kuşu, Çin’de ve dünyada sulak alan koruma projelerinin (BirdLife International, WWF gibi) afişlerinin baş kahramanıdır. Çin Postası’nın 2020 yılında yayınladığı sulak alan kuşları temalı pul serisinde yer almıştır.

3. Geyik  (麋鹿, Mílù)

              Çin’e özgü endemik bir tür olan ve Père David’s Deer adıyla da bilinen bu geyik türü, tarihsel olarak bu bölgenin sahiplerinden biridir. 20. Yüzyılın başında aşırı avlanma ve bilinçsizlik nedeniyle vahşi doğada nesilleri tamamen tükenmiştir. Hayatta kalan son bireyleri de İngiltere ve Avrupa’daki hayvanat bahçelerine götürülmüştür. Çin, 1960’larda başlattığı çalışma ile bu türlerin ‘anavatana dönüş’ programını başlatmış ve bugün binlerce geyiğin ev sahibi olduğu devasa bir koruma merkezi yaratmıştır. Dolayısıyla Milu geyiklerinin hem geleneksel hem de yakın tarih açısından önemi çok büyüktür. İslamiyet öncesi Türk kültür ve yaşayışında göğe yükselişe rehberlik eden geyikler genellikle halı, kilim dokumacılığına konu olmuştur. Çin kültüründe ise imparatorluk mirası nedeniyle asaletin sembolü olarak öne çıkmaktadır.       

 

              Milu geyikleri Çin’de ‘Dört benzemez (四不像, Sì Bù Xiàng)’ ismiyle anılmaktadır. Bunun sebebi Boynuzlarının geyiğe, boynunun deveye, toynaklarının ineğe, kuyruğunun ise eşeğe benzemesidir. Bu özgün görünüm, onun Çin sanatında mitolojik bir figür olarak yer edinmesine yol açmıştır.

İmparatorluk dönemlerinde av parklarında tutulan bu geyikleri sıradan halkın avlaması yasaktı. Bu durum da bu geyiklere soylu bir anlam biçilmesine yol açmıştır. “Geyik” (鹿, lù) kelimesi, “maaş/refah” (禄, lù) ve “refah” (禄, lù) kelimeleriyle Çincede aynı sesi paylaştığı için, geyik figürü şans, terfi ve maddi bolluk anlamına gelir. Özellikle Ming ve Qing hanedanlıklarında, vazolar ve süs eşyaları üzerinde geyik motifleri işlenmiş, imparatorluk giysilerinde, geyik figürleri yüksek rütbe ve asaleti göstermek için kullanılmıştır. Geleneksel resimlerde ise geyikler genellikle huzur, bolluk ve uzun ömrün sembolü olarak betimlenmiştir.

4. Leylek (东方白鹳, Dōngfāng Báiguàn)

              ‘Doğu Leyleği’ olarak da anılan bu leylek türü de Turnalar ve Kaşıkçı Kuşları gibi Uzak Doğu’da üredikten sonra kışı geçirmek için güneye doğru göç yolculuğuna başlar. Bu kuşlar, özellikle son dönemlerde insan yapımı yüksek yapıların üzerine yaptıkları yuvalarla tanınmaktadır. İnsan popülasyonunun gözü önünde yaptıkları yuvalarda sürekli olarak yavruları ile ilgilenmeleri, Batı kültüründeki ile benzer şekilde bu kuşların da ‘bebek getiren kuş’ olarak anılmasına yol açmıştır.  Leylekler (鹳, guàn), Çin kültüründe büyük öneme sahip kuşlardır. Tıpkı Turnalar gibi Leyleklerin de uzun ömürlü oldukları hatta bin yıl yaşadıklarına inanılmaktadır. Daha önce ifade edildiği gibi Çam ağaçları vee özellikle uzun ömürlü doğa unsurlarından ‘Şeftali Ağaçları (寿桃, shòutáo)’ ile birlikte resmedilmektedir.     

     

              Ming ve Qing hanedanlıklarına ait vazolar ve tabaklar, leylek motifleriyle sıklıkla süslenmiştir. Bebek getiren kuş imajından dolayı özellikle çocuk giysileri, yatak örtüleri ve duvar panolarında, aileye bereket ve çocuklara uzun ömür dilemek amacıyla da işlenmektedirler. Uzun bacakları, heybetli duruşları ve yüksek yerlerde yuva yapma alışkanları, bu kuşların Çin şiirinde genellikle yüksek hedefleri, asaleti ve özgürlüğü vurgulamada ilham kaynağı olarak rol model alınmasını sağlamıştır. Geleneksel olarak uzun ömürlü yaşamın simgesi olması, bugün bu canlıların Çin’deki birçok sağlık kuruluşu, eczane ve aile şirketinin logolarında kullanılmasını da sağlamıştır.

5. Tilki (狐狸, Húli)

              Tilkiler, diğer hayvanların aksine sulak alan hayvanı olarak öne çıkmamaktadır. Daha ziyade kuru çalılıklarda ormanlık alanlarda yaşayan bir türdür. Fakat genel olarak Yancheng ve Yangzte Deltası civarındaki kemirgen popülasyonlarını kontrol ederek ekosistemin sürdürülebilirliğine doğrudan bir katkı yapmaktadır. Tilkinin doğaya sunduğu katkılarının yanında etobur bir  canlı olması, Çin kültürü içinde ikiliklerle anılmasına yol açmıştır. Bir yanda kurnazlık ve hilekarlığın temsilinde kullanılırken bir yandan da bilgelik ve kutsallık temalarında yer edinmektedir.  

淘宝店:兔爷爷的素材铺子



              Çin kültüründe belki de en önemli tilki teması ‘Tilki Ruhu (狐狸精, Huli Jing)’dur. Bin yıl boyunda Taoist enerjiyi biriktiren bir tilki zamanla büyülü güçler kazanır ve insan formuna girebilen, güzel ve baştan ıkarıcı bir kadın formua bürünebilmektedir. Bu da genellikle cinsellik ve insan zaaflarının bir metaforu olarak ortaya çıkmaktadır. Pu Songling’in (蒲松龄) “Çin Stüdyolarından Değişik Hikayeler” (聊斋志异, Liáozhāi Zhìyì) adlı klasik eseri, bazen tehlikeli, bazen şefkatli olan bu türleri işlemektedir.   2019 yılında yayınlanan ‘Aşk, Ölüm ve Robotlar’ isimli animasyon dizi serisinde de ‘İyi Avlanma’ bölümünde bu hikayeye yer verilmiştir. Çin kültüründeki bu rolünün dışında tanrıçalara hizmet eden ve onların haberciliğini yapan rolünden dolayı bilgeliği de temsil etmektedir. Geleneksel Çin Operası’nda ise tilki ruhu, “Hua Dan” (kadın rolü) kategorisine girmektedir. Genellikle beyaz veya gümüşi kostümler giyen bu karakter, tilkinin kıvrak, çekici, sinsi ve bazen ürkek hareketlerini taklit etmektedir. Tilki (狐狸, Húli), Yancheng ekosisteminin sessiz bir bekçisiyken, Çin sanatı ve kültürüne doğrudan etki eden güçlü bir psişik varlık olarak öne çıkmıştır.       

      

ABD Avrupa Bilim BLCU BRICS burs China CSC Culture Deprem Ekonomi eğitim Hindistan Kore kuşak ve yol Kültür Pekin Rusya Scholarship science Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Tayvan Trump Turkiye Türkiye University Uyghur Vize Wang Yi Xi Jinping Xinjiang ZJUT Çin Çin Halk Cumhuriyeti