Suriye’de 13 yıldır emperyalist gerici ve bölücü savaşa direnen Esad liderliği, geçen ay HTŞ’nin önce Halep sonra da Şam’a kadar uzanan ilerleyişi ile yıkıldı.
Suriye’de oluşan yeni durum, ABD saldırganlığına direnen bölge ülkeleri başta olmak üzere Çin’e de büyük tehdit oluşturuyor. Ekonomik açıdan, Çin’in Kuşak ve Yol Girişimi uyarınca bölgede Tartus ve Lazkiye’de yatırımları bulunmaktaydı. Diğer ve belki de ekonomiden daha önemli konu ise HTŞ ile birlikte hareket eden Türkistan İslam Partisi’nin varlığı. Bazı raporlara göre aileleriyle birlikte 20 bin kişilik bir yapı olan bu terör grubu, Çin’e güvenlik açısından büyük risk oluşturmaktadır.
20 yıl sonra bir ilk…
2023 yılına gidelim. Çin’in “cennet şehri” Hangzhou’da düzenlenen Asya Oyunları’nın önemli bir misafiri vardı: Beşar Esad. Bu, Esad’ın Çin’e 2004’teki ziyaretinden neredeyse 20 yıl sonra yaptığı ilk ziyaretti. Çin lideri Xi Jinping ile görüşme sonrası iki ülke “Çin-Suriye Stratejik Ortaklığı“nı duyurmuş ve Xi “Suriye liderliğinde, Suriye’ye ait” bir siyasi çözümü vurgulamıştı.
Esad’ın Çin’den dönüş uçağı ise bölgesel ittifakların önemli bir göstergesi olmuştu. Beşar Esad ve eşini taşıyan uçak, dönüş yolunda Pakistan hava sahasına girmiş ve burada Pakistan J-10 savaş uçaklarınca Karaçi’ye kadar eşlik edilmişti. Daha sonra Pakistan hava sahasını terk ettikten sonra Umman Denizi’ne yönelmiş, orada İran, Basra Körfezi yönünde kalkış ve uçuşa eşlik etmek için savaş uçaklarını göndermişti. Oradan Suudi Arabistan savaş uçakları, Esad’ın özel uçağına Ürdün sınırına kadar eşlik etmiş ve nihayet Rus savaş uçakları, Suriye hava sahasına giren özel uçağa eşlik ederek Esad’ın Şam Havalimanı’na güvenli bir şekilde iniş yapmasını sağlamıştı.
Çin, Pakistan, İran, Suudi Arabistan ve Rusya… Asya’nın bir ucundan diğerine neredeyse 6 bin kilometrelik uçuşu sırasında Suriye liderinin Şam’a sağlıcakla dönmesi için “hava savunma ittifakı” kurmuştu.
Çin-Suriye İlişkilerinin Tarihi
Biraz daha geriye gidelim. Suriye, Çin Halk Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ülkelerden. Bu, ÇKP liderliği ve Çin halkının hafızasında Suriye’yi “özel bir yere” koymaktaydı. Esad’ın ziyareti sırasında da Çin medyasında Suriye-Çin ilişkilerinin tarihselliği özellikle hatırlatılmış ve Suriye’nin 1956 gibi erken bir tarihte Çin’i tanıdığı özel olarak gazete ve televizyon haberlerinde tekrar edildi ve Suriye Arap Cumhuriyeti, “eski dost” olarak nitelendirilmişti.
Hangzhou’daki görüşmeler sırasında Xi, “Çin, Suriye’nin dış müdahaleye ve tek taraflı zorbalığa uğramasına karşı durmaktadır ve Suriye’nin yeniden inşasını destekleyecektir. Kuşak ve Yol Girişimi aracılığıyla Suriye ile iş birliğini güçlendirmeye isteklidir.” demiş ve eklemişti:
“Çin, Suriye’yi yeniden inşa etme, terörle mücadelede kapasitesini geliştirme ve Suriye meselesine ‘Suriye liderliğinde, Suriye’nin mülkiyetinde’ ilkesi doğrultusunda siyasi çözümü teşvik etme konusunda desteklemektedir.”
ABD, Çin’in Batı Asya stratejisini sekteye uğrattı
Çin, Suriye’nin yeniden inşasına yatırım yaparken ve bölgesel varlığını genişletmeye çalışırken, ABD-İsrail stratejisini sahada yerine getiren HTŞ’nin Şam’a girmesi ve Esad’ın düşüşü elbette Çin’in bu hedeflerini askıya almasına sebep olacak.
Suriye’deki Çin yatırımları, Tartus ve Lazkiye limanları öncelikliydi. Bu limanlar, Yunanistan’daki Pire, İsrail’deki Hayfa ve Lübnan’daki Trablusşam gibi Kuşak ve Yol Girişimi’nin ayrılmaz bir parçası olan önemli konteyner bölgelerine yakınlıkları nedeniyle stratejik değere sahip.
Bazı uzmanlar, Şam’ın düşüşü sonrası, Çin’in bölgedeki etkisinin temel olarak “ekonomik güce dayanan” sınırlılıkları üzerinden vurguluyor. Ayrıca Pekin’in BRICS ve Şanghay İşbirliği Örgütü üzerinden Gelişen Dünyaya liderlik eden yapısına da ABD-İsrail tarafından balta vurulmuş olduğunu vurgulayanlar da var.
Doğu Türkistan ayrılıkçıları
Diğer yandan HTŞ içinde yer alan ve BM’nin terör örgütü olarak tanıdığı Türkistan İslam Partisi de Çin açısından meselenin diğer tehdit oluşturan unsuru. 2017’de, Suriye’nin Çin büyükelçisi İmad Mustafa, Suriye’de 5.000 kadar Uygur militanı olduğunu belirtmişti.
Doğu Türkistan ayrılıkçıları, El Kaide bağlantılı Ebu Muhammed el-Türkistani olarak da bilinen Hasan Mahsum önderliğinde Pakistan merkezli kurdukları Türkistan İslam Partisi’ne Afganistan’da dayanak yarattılar. Hasan Mahsum’un 1998’de Pakistan ordusunun bir operasyonunda öldürülmesinden sonra liderlik krizi yaşayan örgüt, ABD’nin Irak işgaliyle yeniden konsolide edildi.
2013 yılında ise örgüt, militanlarını İdlip merkezli olmak üzere Suriye’ye taşıdı. Burada “Türkistan Tugayları” (Katibat Türkistani) adıyla önceki adıyla El-Nusra’nın, şimdi de HTŞ’nin bir parçası oldular. Örgüt, Aralık ayında Esad’ın çöküşü sonrası amaçlarının Xinjiang-Uygur Özerk Bölgesi’nde yer alan Kaşgar, Aksu ve Özerk Bölge’nin başkenti Urumçi’de “cihada devam edeceklerini” içeren bir yemin videosu yayınladı. HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Colani de “Türkistan Tugayları” ile ilgili “Türkistan İslam Partisi 7 yıldır Suriye’de ve dış dünya için hiçbir zaman tehdit oluşturacak eylemlere katılmadılar” açıklaması yapmıştı.
Çin için seçim zamanı
Çin’de Deng Xiaoping dönemi “sessizce kalkınmaya öncelik verelim” görüşü olarak özetlenen “bekle-gör” stratejisinin önemli etkileri devam ediyor. Elbette Pekin, Xi Jinping liderliğinde daha aktif ve gelişen dünyaya siyasal ve finansal olarak Batı sistemine alternatif bir uluslararası yapılanma fırsatı sunma konusunda öncü bir rol oynuyor. ABD’nin Tayvan, Xinjiang, Tibet ve Hong Kong’daki kışkırtıcılığı artırma stratejisi üzerinden “iç cephede”, Japonya, Filipinler, Avustralya, Güney Kore gibi Batı için “geleneksel Asya müttefikleri” üzerinden “dış cephede” Çin’i kuşatma stratejisi ise Çin’i dış politikada daha aktif bir tutum sergilemedeki etkisini sınırlıyor.
Fakat Suriye’de oluşan durum, hegemonyası gerileyen ABD açısından sürekli bir zafer olmayacaktır. Başta Suriye olmak üzere bölge ülkelerinin yeniden bağımsızlıkçı, anti-emperyalist ve başı dik mücadelesini elbet yükselecek ve ABD ve müttefikleri bu yüzyılın gidişatını tersine çeviremeyecektir. Çünkü gidişat çok kutuplu düzenin kurumsallaşması, devletlerin bağımsızlık, milletlerin kurtuluş ve halkların özgürlük taleplerinin lehinedir. Bu sebeple Çin, Kaddafi’nin, Esad’ın düşüşü ile ABD tarafından kuşatılmaktadır. Bu, Çin’e de “bekle-gör” stratejisini yapısal olarak da değiştirme fırsatı sunmaktır.
#SinoTurkish #Çin #Türkiye #Abd #Suriye