Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı, okul kitaplarında “Orta Asya” terimini “Türkistan” ile değiştirdi. Bakanlık, gelecek nesilleri Türk kimliği, ulusal bilinç ve vatanseverlik duygusuyla yetiştirme hedefini belirterek bu kararı gerekçelendirdi.
Peki amaç ne? Neden şimdi? Asya’daki milletler ve devletler buna nasıl cevap verecek? Türk devletleri üzerinde nasıl bir etkisi olacak?
UWI yazarı, tarihçi ve siyaset bilimci Doç. Dr. Mehmet Perinçek bir değerlendirme yaptı.
Bu tür terminolojik değişiklikler yaparken, konuyu dikkatlice düşünmek önemlidir. Tarih sadece geçmişte kalmaz, aynı zamanda günümüze de önemli etkileri vardır.
BRICS Üyelik Başvurusu
22-24 Ekim’de bir BRICS zirvesi olacak. Cumhurbaşkanı Erdoğan katılacak ve Türkiye BRICS’e üyelik başvurusunda bulundu. Başvuruyu onaylayacak iki ülke Rusya ve Çin. Orta Asya konusunda hassaslar ve bölgeyle güçlü tarihi bağları var. Türkiye’nin bölgedeki faaliyetlerinin Rusya ve Çin ile koordineli olması gerekiyor ki Türkiye başarıya ulaşabilsin ve ABD’nin planlarını boşa çıkarabilsin. Bu tür değişiklikler Rusya ve Çin’de şüphe yaratabilir ve diplomaside yanlış anlaşılmalara yol açabilir.
1990’larda Türkiye Orta Asya’da daha aktif hale geldi ancak Amerikan planları sınırları içinde kalarak Türk dünyasıyla ilişkilerini bozdu. FETÖ aracılığıyla darbeler ve suikast girişimleri oldu ve bu da Türkiye’nin Orta Asya ülkeleri, Rusya ve Çin ile ilişkilerini zorladı.
Türkiye BRICS üyeliğinin eşiğinde olduğu için bölgeye yönelik bir entegrasyon ve iş birliği politikasına ihtiyaç duyuyor. Hatta “Turan” fikri bile Rusya ve Çin’i dışlamak veya karşı çıkmak yerine onlarla iş birliği yaparak gerçekleştirilebilir.
Türk Devletleri Örgütü ve Avrasya Entegrasyonu
Türk Devletleri Örgütü de Kasım ayının başında bir toplantı yapacak. Bu toplantı Türkiye ve bölge için çok önemli. “NATO Türkiye üzerinden bölgeye girmeye mi çalışıyor?” gibi endişelerin giderilmesi gerekiyor.
İhtiyar Heyeti Başkanı Binali Yıldırım, “Rusya ve Çin Türk Devletleri Örgütü’nün doğal üyeleridir.” diyerek rahatlatıcı adımlar attı. Yıldırım, Örgüt ile Avrasya entegrasyonunu birbirini tamamlayan unsurlar olarak konumlandırdı. Ancak şimdi, okul kitaplarındaki değişiklik olumsuz bir etki yaratacak. Endişeleri gidermek yerine, onları körükleyecek.
Ayrıca Rusya, Çin ve İran’da bazı Türkiye karşıtı eğilimler var. Bu değişiklik onlara daha fazla zemin kazandıracak.
Türkiye için daha geniş bağlamı da dikkate almalıyız: Suriye, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Güney Kafkasya’daki gelişmeler… Türkiye, Batı tehdidine karşı koymak için Rusya, Çin ve İran ile işbirliği yapmalıdır.
Rus ve Çin Karşıtı Tarih Söylemi
Bu değişikliğin tarihsel gerekçesi konusunda Türkiye’de Rus ve Çin karşıtı bir söylem hakimdir. Evet, Türkiye ve Rusya geçmişte çatışmalar yaşadı. Tarihlerinin büyük bir bölümünde Osmanlı İmparatorluğu ve Çarlık Rusyası, Karadeniz ve Kafkasya için rekabet etti. Kanlı savaşlara girdiler. Ancak buna dayanarak sonuca varmak şimdilik yanıltıcı ve risklidir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü Türkiye-Rusya işbirliğiyle sağlanmıştır.
“Orta Asya” terimi Kemalist devrimin okul kitaplarında zaten mevcuttu. “Orta Asya” gibi yerleşik kavramları değiştirirken olası etkileri ve siyasi sonuçları göz önünde bulundurmanız gerekir. Bu değişiklik Rus karşıtı ve Çin karşıtıdır.
Türk dış politikasının amacı nedir? Türk dünyasını Rusya ve Çin’e karşı birleştirmekse, tamam, bu değişiklik uygundur. Ama Türk dünyasını Rusya ve Çin’e karşı değil, onlarla birlikte ve uyum içinde birleştirmekse, hayır, bu değişiklik bu amaca hizmet etmez.
Bu makale Uwidata internet sitesinden al