Tokyo’da NATO ofisi açma planı, ABD’nin Asya-Pasifik’te deniz üzerindeki ilk karakolu olması anlamına geliyor. Japonya askeri kuvvetleri, her ne kadar II. Dünya Savaşı’ndan sonra sınırlandırılmış da olsa dünyanın en büyük dokuzuncu savunma bütçesine sahip.
Singapur’da 2-4 Haziran arasında düzenlenen 20. Shangri-La Diyaloğu Türkiye’de maalesef Asya-Pasifik’e olan az ilgiden dolayı yakından takip edilmedi. Kökeni Çince olan Shangri-La (Şangrı La) kelimesi, “yeryüzündeki cennet”, “ütopya” anlamlarına geliyor. Toplantı ise “Asya’nın Münih Güvenlik Zirvesi” olarak adlandırılıyor. Organizatör ise Londra merkezli bir “düşünce” kuruluşu olan Uluslararası Strateji Çalışmaları Enstitüsü (IISS). Bu yılki toplantıya 41 ülkeden 48 Bakanlık düzeyinde katılım oldu. Öne çıkan katılımcılar ise başta Asya-Pasifik bölgesindeki 28 ülkenin savunma bakanları, politikacıları, askeri ve istihbarat şeflerinden oluşuyor. Bölge dışından ise İngiltere, Almanya, Fransa, Kanada ve İsrail’den üst düzey katılım sağlandı.
Toplantıda öne çıkan gündemlerden biri “NATO’nun Asya-Pasifik’te genişlemesi” oldu. Aslında bu yılki toplantının gündemini geçen yıl yapılan Zirve’de Japon Başbakan Kişida’nın kullandığı bir cümle oldu diyebiliriz. Kişida’nın geçen sene “Bugün Ukrayna, yarın Doğu Asya” şeklindeki açıklaması şok etkisi yaratmıştı.1 Fakat ABD’nin bu stratejiyi uygulamasının önündeki en büyük engel, bölge ülkelerinin tutumu. Shangri-La Diyaloğu’nun ayrıntılarına bakınca bunu daha net görüyoruz. Toplantıda konuşma yapan Kamboçya Başbakanı Hun Sen, küresel bir “yeni soğuk savaşın” şekillendiğini ve NATO’nun “Asya-Pasifikleşmesi” eğiliminin endişe verici olduğunu söylemesiyle birlikte bir dizi Asya ülkesi şimdiden ABD ve NATO’yu uyarmaya başladı.
Özellikle Tayvan ve Güney Çin Denizi’nin potansiyel jeopolitik çatışma haline gelmesiyle savaş gemilerini bölgeye göndererek kışkırtıcı tavrını artıran ABD ve müttefikleri, bölgesel güvenlik ve istikrara yönelik tehditlerini artırıyor. Filipinler’de biri Tayvan yakınlarında, diğeri Güney Çin Denizinde bulunan Spratly Adaları’nın karşısında olmak üzere dört yeni askeri üs açan ABD stratejisine karşı, bölgenin etkin aktörlerinden Güneydoğu Asya Ülkeleri Birliği (ASEAN), bölge dışı ülkelerden gelen müdahalelerin büyük bir tehdit oluşturması karşısında tedirgin. Filipinler yönetimi her ne kadar üslerin saldırı amaçlı kullanılamayacağı şartını koysa da bir çatışma durumunda Filipinler, ABD ordusu için büyük güçlerin karşı karşıya geleceği bir “köprübaşı” haline gelecektir.
JAPONYA-NATO YAKINLAŞMASI
Filipinler ve Tayvan’daki durumdan daha tehlikeli olan bir gelişme ise Japonya’da yaşanıyor. Ülkenin Amerikan yanlısı yönetimi, 2023 askeri bütçesini iki kat artırdı. Gelişmeler üzerine Singapur Savunma Bakanı Huang Yong Hong, Japonya’nın NATO ile yakınlaşmasını kastederek “Güney Çin Denizi’nden daha endişe verici olan bir şey varsa o da Kuzeydoğu Asya’daki durum” diye belirtti. Buna rağmen Singapur bölgede Çin ve ABD arasında “denge siyaseti” izlemektedir. Savunma Bakanı’nın bu açıklamasından bir gün önce Singapur’un Japonya ile “Savunma Teçhizatı ve Teknoloji Transferine İlişkin” bir anlaşma imzaladığını hatırlatmakta yarar var.2
NATO-Japonya flörtünde son gelişmeleri sıralayacak olursak: Geçen ay Japonya’nın ABD Büyükelçisi Koji Tomita, “NATO’nun Tokyo’da bir irtibat ofis açmayı planladığını” söyledi.3 İrtibat ofisi, ABD’nin Japonya, Güney Kore, Avustralya ve Yeni Zelenda ile ortak, bölgesel olası operasyonlar için üs işlevi görecek. Bu sene başında NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Japonya’ya ziyareti sırasında “Ukrayna’daki savaş, dünya düzenini tehdit ediyor”, “uluslararası toplumun yeni çağı belirleyecek değişikliklerle karşı karşıya” gibi ifadeler kullandı, “kurallara bağlı uluslararası düzen için NATO ve Japonya ortaklıklarını derinleştirme” üzerine anlaştıklarını duyurdu ve “her iki tarafın da askeri ittifakı artırarak Ukrayna’daki durum için daha fazla destek oluşturacağını” belirtti.4
NATO, Japonya ile uzun bir süredir temas halinde. 2007 yılında eski Japonya Başbakanı Şinzo Abe’nin NATO karargâhını ziyaret etmesinden bu yana NATO, Japonya’da bir ofis açmayı planlıyordu. 2018 yılında Japonya, Brüksel’de bir NATO temsilciliği kurdu, geçen yıl Japonya Başbakanı Fumio Kişida NATO Liderler Zirvesi’ne davet edildi ve böylece ilk kez bir Japon lider NATO Zirvesi’ne katılmış oldu.
Diğer yandan, Japonya ile NATO ülkeleri arasında ikili veya çok taraflı formatlarda entegrasyon çabaları da çoktan başlatıldı. Örneğin Japonya, İtalya ve İngiltere ile 2035’e kadar ortaklaşa yeni nesil savaş uçağı geliştirme projesine başladı. Bu sayede Japonya Hava Kuvvetleri’nin önümüzdeki yıllarda NATO ülkelerinin hava kuvvetleriyle birlikte çalışabilirlik düzeyini artırma hedefleniyor.5
MACRON’DAN İTİRAZ
Japonya’da NATO irtibat ofisi açma planına karşı ise önemli bir tepki ittifak içerisinden geldi. İngiliz Financial Times, Fransız lider Emanuel Macron’un NATO’nun tüzüğünü hatırlatarak “İttifak’ın esas odağı olan Kuzey Atlantik bölgesine odaklanması gerektiğine inandığı için NATO’nun Tokyo’da bir ofis açma önerisine karşı çıktığını” yazdı.6 Macron’un “Eğer NATO spektrumunu coğrafi olarak genişletmeye zorlarsak büyük hata yaparız” şeklindeki açıklamaları ile durum ABD için daha karmaşık hale gelmiş görünüyor. Batılı uzmanlar içinde ABD’nin bu hareketinin Ukrayna’daki durumu da zorlaştıracağını savunanlar var. ABD’nin Ukrayna’daki durumla ilgili en büyük çekincesi, Çin’in Rusya’ya askeri yardım yapma olasılığı. NATO’nun Tokyo’da bir ofis açması senaryosunda bunun olacağına yönelik Batı’da endişeler artmış durumda.
ÇİN’DEN SERT TEPKİ
Tokyo’da NATO ofisi açma planı, ABD’nin Asya-Pasifik’te, özellikle de Doğu Asya’da deniz üzerindeki ilk karakolu olması anlamına geliyor. Harekatın esas hedefindeki ülke olan Çin sert bir şekilde duruma karşı çıktı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Wang Wenbin, “NATO’nun Asya-Pasifik’teki nüfuzunu genişletme konusunda Çin ve bölge ülkelerinin çoğunluğunun tutumu çok net. Bölgede askeri blokların oluşmasına karşı çıkıyoruz. Bölge ülkeleri NATO’nun Asya’ya uzanmasını hoş karşılamıyor. Asya’da herhangi bir sıcak savaşın yaşanmasına kesinlikle izin verilmeyecek.” dedi.7
ABD’NİN ATEŞ ÇEMBERİ PLANI
Japonya askeri kuvvetleri, her ne kadar II. Dünya Savaşı’ndan sonra sınırlandırılmış da olsa dünyanın en büyük dokuzuncu savunma bütçesine sahip. Japonya’nın bölgesel istikrar, barış ve kalkınmanın önünü kesecek politikaları ile Tayvan ve Güney Çin Denizi’nden başlayarak Doğu Asya’nın Pasifik kıyısına uzanan bölgede ateş çemberi yaratma hedefindeki ABD planlarında artan rolü, uluslararası jeopolitik çatışma riskini de artırıyor. Mevcut durum, Çin başta olmak üzere bölge ülkelerine, NATO’nun sadece Rusya’ya karşı genişleme hedefinin olmadığını da açıkça gösteriyor. NATO’nun stratejik hedefi nihayetinde Çin ve Rusya başta olmak üzere gelişen bütün dünya ülkeleridir ve ABD hegemonyasının silahla devam ettirilme amacına karşı yeni uluslararası düzen içerisinde en baştan bozguncu rolünü sağlamlaştırmaktır. NATO’nun nüfuzun genişletilmesi ABD hariç ittifak içerisinde Avrupa başta olmak üzere hiçbir ülkenin yararına değildir. Bu ülkeler şimdi askeri ve ekonomik yeni yükümlükler altına girmek durumunda kalacaktır.
ABD’nin Japonya üzerinden Pasifik’teki stratejisi için ise esas olarak Japonya’nın askeri gücünden yararlanmak yerine başka emelleri olma ihtimali de yüksek. Japonya’nın Hindistan, Vietnam ve Filipinler’le siyasi ve askeri ilişkileri kuvvetli. Ayrıca Japonya; Çin ve ABD’den sonra ASEAN ülkelerine en fazla doğrudan yatırım yapan üçüncü ülke. ABD’nin Pasifik’te gerileyen hegemonyasını durdurma planında Japonya’nın kritik önemde olduğunu bu örneklerden de görebiliriz.
SAVAŞ ÖNCESİ DURUM MU?
ABD-Japonya ortaklığını Batı ve Japonya’da bazı uzmanlar 1900’lerin başındaki İngiltere-Japonya işbirliğine benzetiyor.8 Bu yorumcular, o dönemki ortaklığın İngiliz ve Japon İmparatorluklarının Çarlık Rusya’nın yayılmacılığına ve Çin’in sömürülmesi başta olmak üzere “parlak” sonuçlarını not ediyorlar. Fakat İngiliz-Japon ortaklığı nihayetinde 20. yüzyılda iki büyük paylaşım savaşına ve Çin’de utanç verici bir sömürge-katliam düzeninin oluşturulmasına yol açmıştı. 21. yüzyılda bir dünya savaşının engellenmesi için Batılı yazarların kurdukları bu analoji muhtemel büyük bir felaketi de içerisinde taşıyor.
DOĞU AKDENİZ’DEN PASİFİK’E ULAŞAN TEK CEPHE
ABD’nin bu tehlikeli planına set oluşturacak en etkin yöntem ise Çin ve Rusya dışında Hindistan başta olmak üzere diğer yükselen güçlerin alacağı tavra bağlı. Ayrıca ağustos ayında Güney Afrika’da düzenlenecek BRICS Zirvesi de jeopolitik kırılmayı hızlandıracaktır.
ABD’nin Ukrayna, Tayvan, Japonya üzerinden izlediği siyaset, Türkiye’ye karşı Doğu Akdeniz ve Ege’de izlediği stratejiden bağımsız değil. Doğu Akdeniz’den Güney ve Doğu Çin Denizleri’ne ABD’nin hedefindeki ülkelerin önümüzdeki dönemde alacağı ortak inisiyatif ve başta askerî olmak üzere siyasi ve ekonomik ilişkilerini artırması, dünya barışının tesisi için elzem önemdedir.
- https://www.theguardian.com/world/2023/may/03/nato-planning-to-open-japan-office-to-deepen-asia-pacific-ties-report ↩︎
- https://www.mindef.gov.sg/web/portal/mindef/news-and-events/latest-releases/article-detail/2023/June/03jun23_nr3 ↩︎
- https://www.japantimes.co.jp/news/2023/05/10/national/politics-diplomacy/japan-nato-office/ ↩︎
- https://japan-forward.com/nato-deepens-its-partnership-with-japan-as-the-us-expands-military-drills-with-south-korea/ ↩︎
- https://apnews.com/article/japan-uk-italy-fighter-jet-2035-3ed647eee772fa1e622479fffda49801 ↩︎
- https://www.ft.com/content/204e595f-5e05-4c06-a05e-fffa61e09b27 ↩︎
- https://www.fmprc.gov.cn/mfa_eng/xwfw_665399/s2510_665401/202306/t20230606_11090591.html ↩︎
- James Kaizuka, Japan and NATO: An Inevitable Partnership?. The Diplomat, 8 May 2023. ↩︎