Giriş
II. Dünya Savaşı yılları, Türkiye ve Çin için hem büyük zorluklar hem de uluslararası diplomasi açısından önemli fırsatlar sunuyordu. 1934 yılında Türkiye ile Çin arasında imzalanan Dostluk Antlaşması ve ardından Çin’in 1935’te Ankara’ya büyükelçi göndermesi, iki ülke arasında resmî diplomatik ilişkilerin temelini atmıştı.
Türkiye, II. Dünya Savaşı süresince tarafsız kalma politikası gütse de, Çin’in Japon işgaline karşı verdiği mücadeleye diplomatik ve kültürel destek vermekten geri durmamıştır. Nitekim 1943 yılında ilişkiler büyükelçi düzeyine çıkarılmış, 1944’te ise Türkiye ilk kez Çongçing (Chongqing) Büyükelçiliği’ni açmıştır. Bu dönemde, eğitim ve kültür temelli temaslar, iki ülke arasındaki yakınlaşmayı kuvvetlendirmiştir.
Bu çalışmanın merkezinde yer alan 1944 tarihli iki diplomatik mektup, maarif yoluyla (eğitim aracılığıyla) kültürel diplomasi uygulamasının dikkat çekici örneklerinden biridir.
Belgenin İçeriği
Savaş yıllarının ortasında, Çin’in Şaanşi (Shaanxi) Eyaleti’nde bulunan Northwestern Üniversitesi‘nde Türk dili dersleri verilmekteydi. Türkiye ile gelişen olumlu ilişkiler sayesinde üniversite, 1941 yılında Türkçe öğretimine başlamış; öğrenciler ve öğretmenler için gerekli ders kitapları ve süreli yayınlar Türkiye’den sağlanmıştır.
Ancak savaşın zorlayıcı koşulları nedeniyle Türkiye’den Çin’e yayın gönderimi giderek zorlaşmış, hatta zamanla neredeyse imkânsız hale gelmiştir. Bu nedenle 13 Ocak 1944 tarihinde, Çungking Türk Büyükelçiliği’ne kitap yardımı talebini içeren bir mektup iletilmiştir.
Mektup, üniversite kütüphanesi müdürü Y.F. Li tarafından imzalanmış ve şu şekilde kaleme alınmıştır:
“Üniversitemizde Türkçe dersi verilmeye başlayalı üç yıl oldu. Talebelerimize okutmak ve öğretmen için eskiden Türkiye’den kitapları ve mecmuaları alıyorduk. Fakat son zamanlarda Türkiye’den buraya gönderilen kitaplarda müşkilat doğdu… Acaba Elçiliğinizden Türkçe dili, tarihi, edebiyatı ve siyaseti hakkında kitaplar temin etme imkânı var mıdır? Eğer bize bir takım Türkçe kitabı verirseniz çok memnun oluruz.”
Bu mektup, Türk dili, tarihi, edebiyatı ve siyaset konularında yayın talebi içermektedir.
Türkiye’nin Cevabı
Türkiye, Çinli üniversitenin bu talebine kayıtsız kalmamış ve konuyu Maarif Vekâleti (Eğitim Bakanlığı) nezdinde değerlendirmeye almıştır. Ankara’daki ilgili kurumlar, talep edilen eserlerin listesini hazırlamış ve elde bulunanları belirlemiştir.
28 Mart 1944 tarihinde, Hariciye Vekâleti (Dışişleri Bakanlığı), Çongçing Büyükelçiliği’ne bir yazı göndererek istenen kitaplardan mümkün olanların posta yoluyla gönderildiğini bildirmiştir. Dışişleri Bakanı tarafından imzalanan bu resmi cevapta, kitapların bir liste eşliğinde paket halinde üniversiteye teslim edilmek üzere gönderildiği belirtilmiştir.
Bu süreçle birlikte Türkiye, mütevazı bir kültürel yardım yoluyla Çinli öğrencilerin ve akademisyenlerin ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştır.
Diplomatik Değerlendirme
Bu yazışmalar, maarif yoluyla diplomasi kavramının güçlü bir örneğini sunar. Türkiye, herhangi bir askeri ya da siyasi müdahalede bulunmadan, eğitim ve kültürel kaynaklar yoluyla çevresindeki ülkelerde etki alanı oluşturmayı başarmıştır.
Bu durum, yumuşak güç (soft power) ve kültürel diplomasinin, II. Dünya Savaşı gibi sert gücün hâkim olduğu bir ortamda dahi etkili olabileceğini kanıtlamaktadır. Bir üniversite kütüphanesine kitap göndermek gibi küçük görünen bir jest, çok yönlü Türk dış politikasının ve stratejik düşünme becerisinin bir göstergesidir.
Çin tarafı açısından da bu jest, Türkiye’nin savaş döneminde sağladığı kültürel dayanışmayı temsil eden önemli bir dostluk işareti olmuştur.
Eğitim Yoluyla Çift Taraflı Öğrenme
Bu kültürel temas aynı zamanda karşılıklı öğrenme sürecinin parçasıydı. 1940’lar Çin’inin aydınları için Türkiye, Atatürk devrimleri, modernleşme çabaları ve Asya’da bağımsız bir ulus-devlet olarak izlediği yol sayesinde dikkate değer bir örnekti.
Çin basınında ve entelektüel çevrelerde, Türkiye’nin siyasal ve toplumsal tecrübeleri geniş biçimde tartışılıyordu. Bu ilgi, Çin üniversitelerinde Türk dili ve tarihi üzerine akademik çalışmaları da teşvik etmişti. Türkiye’den gelen kitaplar, yalnızca bir yardım değil; kültürel aktarım ve bilgi alışverişinin güçlü bir aracına dönüşmüştür.
Sonuç
1944 yılında gerçekleşen bu kitap yazışması, Türkiye ile Çin arasındaki ilişkilerin yalnızca siyasi veya askeri değil, kültürel boyutlarda da geliştiğini gösterir. Dışarıdan bakıldığında sıradan bir kütüphane talebi gibi görünen bu yazışmalar, çok yönlü dış politika anlayışının sessiz fakat etkili örneklerinden biridir.
Türkiye, bu küçük ama anlamlı adımla, hem kendi kültürel kimliğini tanıtmak hem de dostluk köprüleri kurmak amacıyla eğitim diplomasisini etkin bir şekilde kullanmıştır. Çin ise bu kültürel desteği, savaş döneminde unutulmaz bir dostluk jesti olarak kayda geçirmiştir.
Sonuç olarak, maarif yoluyla diplomasi, savaşın tüm yıkıcılığına rağmen uzun vadeli ve kalıcı bir kültürel bağ kurma aracı olarak Türkiye–Çin ilişkilerine değerli bir katkı sağlamıştır.


Kaynak:
- Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı (BCA), 13 Ocak 1944 tarihli Çungking Büyükelçiliği–Maarif Vekâleti yazışması (Türkçe Kitap Talebi).
- Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkanlığı (BCA), 28 Mart 1944 tarihli Hariciye Vekâleti–Çungking Büyükelçiliği yazışması (Kitap Talebine Cevap).
maarif diplomasisi, eğitim diplomasisi, Türkiye Çin ilişkileri, yumuşak güç, kültürel diplomasi örnekleri, Türkçe kitap yardımı, savaş döneminde diplomasi, II. Dünya Savaşı Türkiye Çin, kültür yoluyla diplomasi
ABD Avrupa bayram Bilim BLCU BRICS burs China CSC Culture Ekonomi eğitim Hindistan Kore Kültür Pekin Rusya Scholarship science Sinciang Sinciang Uygur Ozerk Bolgesi Sino Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Sino Turkish Studies Tayvan Trump Turkiye Türkiye USA Uyghur Wang Yi WIPO Xi Jinping Xinjiang ZJUT Çin çin Şanghay