SINO TURKISH STUDIES

Search
Close this search box.
Search
Close this search box.
Psikolojik savaş hedefine ulaşamıyor: Çin, Covid-19 medya savaşını kazanıyor

Psikolojik savaş hedefine ulaşamıyor: Çin, Covid-19 medya savaşını kazanıyor

Thatcher ve Reagan ile başlayan neoliberal tarihsel dönemin sonuna geldik. Batı’nın pandemiye yanıt verme konusundaki acizliği, Mao Zedong’un Amerikan emperyalizminin bir “kâğıttan kaplan” olduğu yönündeki ünlü açıklamasını hatırlatıyor. Daha yakın tarihte, 2002 yılında, Almanya Adalet Bakanı, ABD’nin saldırgan tarihinin nedenlerini incelerken, içerideki eksikliklerden dikkatleri dağıtmayı planladığını ifade etmişti (1). Amerikan medyası, Çin’in olağanüstü çabalarını karalama kampanyası başlatarak kendi başarısızlıklarını örtbas etmeye çalışıyor.

ABD’li politikacılar ve medya kaynakları, Çin’in koronavirüs krizine yanıt vermede yavaş davrandığını ya da ölüm sayılarını tahrif ettiğini iddia ediyor. Bu iddiaları test etmek için, zaman çizelgesi ve eylemleri, 2009’da Domuz Gribi salgınına verilen yanıtlarla karşılaştırabiliriz.

Bir salgın alarmını vermek aylar alır. Ocak 2009’da Meksika’da başlayan Domuz Gribi pandemisinin duyurulmasından önce altı ay geçmişti. Burada enfeksiyon hızı ve virüsün ölümcüllüğü gibi faktörler belirleyicidir. Domuz Gribi Meksika’da ortaya çıktıktan sonra salgından en çok etkilenen ülke ABD oldu. DSÖ verilerine göre, Domuz Gribi ilk yıl 1,4 milyar insanı enfekte ederek 150-575 bin kişinin ölümüne neden oldu. ABD’de H1N1 izolasyonundan dokuz gün sonra Domuz Gribi’nin genetik dizilimi belirlenirken, Çinli bilim insanları tarafından virüsün izole edilmesinden beş gün sonra COVID-19’un gen dizilimi gerçekleştirildi (2).

COVID-19’un ölüm oranının ve bulaşma hızının Domuz Gribi’nden çok daha yüksek olduğu bir gerçektir. Ancak, daha düşük bulaşma hızına rağmen, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri enfekte oldu. Başka bir deyişle, herhangi bir önlem alınmadı. DSÖ’nün COVID-19’u pandemi ilan etmesi sadece üç ay sürdü. Bu süre, Domuz Gribi vakasında geçen sürenin yaklaşık yarısıdır. Şüphesiz, Çin’in aldığı önlemler ve konunun ciddiyetini dünya kamuoyuna aktarma çabası etkili olmuştur.

Çinli doktorlar hızla DSÖ’ye rapor verdiler

Dr. Zhang Jixian, 26 Aralık’ta Wuhan’da çeşitli şikayetlerle hastaneye başvuran yaşlı çiftin akciğer taramasında, sıradan soğuk algınlığı veya grip dışında bir şey olduğunu fark etti. Dr. Zhang, durumu iki gün sonra ilgili birimlere bildirdi. 29 Aralık’ta, Hubei Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi durumu ele alarak bir uzman ekip gönderdi.

31 Aralık’ta, DSÖ’ye yeni bir bulaşıcı hastalıkla karşılaşıldığı paylaşıldı. Olayı nesnel olarak değerlendiren, başta sağlık çalışanları olmak üzere neredeyse herkes, Çinli yetkililerin yeni bir tür gizemli hastalığı teşhis etme, virüsü bir hafta içinde tanımlama ve sadece beş gün içinde DSÖ’nün Çin ofisiyle paylaşma konusundaki performansını takdir ediyor. Batı medyasının söylediğinin aksine, İngiliz bilim dergisi The Lancet, Çinli bilim insanlarına hızlı tespit ve bilgi paylaşımı için teşekkür etti. Yine, ABD merkezli Eco Health Alliance başkanı Peter Daszak, “Çin’deki virologlar dünyanın en iyilerinden bazıları, son derece hızlı çalışıyorlar ve çok verimliler” şeklinde açıklama yaptı (3). DSÖ Genel Direktörü ve uzman doktorlar da, kış ayları gibi grip ve soğuk algınlığı sezonunda yeni bir tür koronavirüsü hızlı bir şekilde keşfettikleri için Çinli bilim insanlarını takdir etti (4).

DSÖ Çin Ofisi, 31 Aralık’ta, daha önce bilinmeyen yeni bir tür virüs görüldüğünü bildirdi. Koronavirüs kaynaklı ilk ölüm 11 Ocak’ta gerçekleşti. Virüsün insandan insana bulaştığı bulunmadan çok önce, 3 Ocak’ta Wuhan’a giriş ve çıkışlarda sağlık kontrolleri başlatıldı. 20 Ocak’ta, salgının insandan insana bulaştığının açıklanmasından üç gün sonra, Çin Wuhan’ı karantinaya aldı ve salgının Çin ana karasına yayılmasını %80 oranında engelledi. Amerikan Science dergisine göre, bu erken ve katı önlemler sayesinde Çin’de yaşayan 700.000 kişinin enfekte olması engellendi (5).

Çin Komünist Partisi’nin gücü

Wuhan’dan sonra, toplam nüfusu 60 milyon olan Hubei’nin diğer tüm şehirlerinde karantina başlatıldı. Buna ek olarak, Çin’in tüm bölgelerinde restoranlar, sinema salonları ve turistik merkezler kapatıldı ve maske takmadan dışarı çıkmak yasaklandı. Metro, süpermarketler vb. girişler, WeChat ve Alipay gibi uygulamalardaki QR kodlarıyla kontrol edildi. Bu akıllı telefon uygulamaları, Çin Komünist Partisi’nin ve mahalle komitelerinin organize gücüyle birlikte sosyal izolasyonu izlemek için kullanıldı. Bu arada, merkezden gelen direktifler halka iletildi. Bu şekilde çapraz enfeksiyon riski azaltıldı ve gelişmiş büyük veri ve yapay zeka programları nüfus hareketlerini kontrol etmek için kullanıldı. 650.000’den fazla kentsel ve kırsal yaşam alanında, direktifleri halka iletmek ve ekonomik zorluk çekenlere ulaşmak için 4 milyon mahalle komitesi üyesi aktif olarak mücadele etti (6). Çin’de, Şubat ayının ilk iki haftasında, fabrika üretiminin geçici olarak durdurulması ve karantina gibi salgının etkisini kırmaya yönelik önlemler o kadar yüksek bir seviyeye ulaştı ki, yeni yıl tatilinden sonraki iki hafta içinde ülkenin karbondioksit emisyonu %25 oranında azaldı (7).

Alınmayan acil durum bildirileri ve tedbirler

ABD’nin şimdi yardımını kestiği ve hedef aldığı DSÖ, daha 30 Ocak’ta “Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu” ilan etti. Peki, şimdi salgının merkez üssü haline gelen ABD ve diğer Batılı ülkeler ne gibi tedbirler aldı? Çin’in şeffaf olmadığı yalanlarının neden yayıldığını daha ayrıntılı olarak inceleyelim.

Çin Wuhan’ı karantinaya alırken, Batı medyası bunun bir “insan hakları ihlali” olduğunu bildirdi (12). Bu noktada, Batı medyasında neredeyse hiç kimse, Çin’e saldırmak dışında virüsle ilgilenmiyordu. ABD, 20 Ocak’ta, Fransa 25 Ocak’ta, Almanya 28 Ocak’ta, İspanya, İngiltere ve İtalya 31 Ocak’ta sınırları içinde ilk Covid-19 vakalarını bildirdiler. ABD’deki ilk vakadan yaklaşık iki ay sonra ulusal acil durum ilan edildi, ancak DSÖ, iki gün önce pandemi ilan etmişti.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, “Salgına savaş halindeymişiz gibi savaşmalıyız ve rehberimiz bilim olmalı” derken, ABD Başkanı Trump, salgını küçümseyen, “virüs histerisinin” siyasi muhalifleri tarafından yükseltildiğini iddia eden açıklamalar yapıyordu.

Benzer bir tavır Avrupa’da da mevcuttu. İspanya, İtalya, İngiltere ve Almanya gibi ülkeler, Ocak ayından uzun bir süre sonra, yani ilk vakaların bildirilmesinden neredeyse 1.5 ay sonra izolasyon önlemleri almaya ve kamu toplantılarını yasaklamaya başladı. Çin’in zor ve başarılı önlemleriyle kazanılan tüm zaman boyunca, gelişmiş kapitalist ülkeler, gösteri toplumu özelliklerinden ödün vermedi. Neoliberalizmden körelen devlet refleksleri zayıfladı ve tedbirler geç alındı, hasta bir müşteri olarak görülen hastaların tedavi süreci, neoliberal sağlık sistemi nedeniyle başarısız oldu.

‘Çin’in uyarı sistemi netti’

Ünlü İngiliz bilim dergisi The Lancet’in genel yayın yönetmeni Richard Horton, BBC’de katıldığı bir programda Batı’daki başarısızlığa dikkat çekti: “Çin’den gelen uyarı çok netti, ancak tüm Şubat’ı boşa harcadık!” Aynı programda Horton, Çinli bilim insanlarının ilk bulgularının The Lancet’te yayımlanmasını da ele aldı: “Salgınla mücadele koşullarının son derece zor olduğu bir dönemde, ilk önemli bulgularını yabancı bir dilde yazıp binlerce kilometre uzaktaki tıbbi dergilerde yayımladılar. Bu bilim insanlarına minnettarız.”

Hobsbawm bunu bir isimle tanımladı…

Şimdi, başlangıçta salgını hafife alan ve neredeyse hiçbir şey yapmayan gelişmiş kapitalist ülkelerin liderlerinin, salgın kendi ülkelerinde patlak verdiğinde ve vaka sayısı Çin’i geçtiğinde, Çin’in gerçek rakamları gizlediği yalanını neden benimsediklerini anlamak daha kolay.

Hobsbawm, “Post-modernistler delil olmadan saldırır” diyor. Mevcut olmayan bir şey bilimsel olarak kanıtlanamaz. Bir şeyin var olduğunu iddia ediyorsanız, bunu kanıtlamak zorundasınız. Ancak elbette, yalan kanıtlanamaz; suyu bulandırır, zihinleri ele geçirir ama günün sonunda gerçeğin yerini alamaz. Burada doğru olan, salgını sıkı önlemler ve bilimle kontrol altına almak ve Çin’i rehber olarak almaktır.

Karantina sona eriyor

Wuhan’da 76 gün süren karantina Nisan’ın ilk haftasında sona erdi. Artık Wuhan’a giriş ve çıkışlara izin veriliyor. Çin’deki insanlar normal hayatlarına geri döndüler. Salgın sırasında alınan katı önlemler, virüsün yayılımı başarıyla kontrol altına alındığında kademeli olarak gevşetildi. Çin’deki üretim kapasitesi %90’ın üzerine çıktı. İlk ve ortaokullar yeniden açıldı.

Vaka sayısının bir yalan olduğunu iddia ediyorsanız, Çin bu katı önlemleri nasıl sonlandırabildi?

Elbette, günlük yeni vaka sayısının sıfır olması, riskin sıfır olduğu anlamına gelmez; halka açık alanlara maske takmadan girmek hala yasak. Sosyal mesafe ve maske kullanımı, salgın sonrasında da önemli bir süre devam edecek gibi görünüyor.

ABD’nin yürüttüğü tüm karalama kampanyalarına rağmen, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Dünya Sağlık Örgütü Genel Koordinatörü Tedros Ghebreyesus, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Pakistan Başbakanı Imran Khan gibi dünya liderleri, Çin’in koronavirüsle mücadelesindeki kararlılığını takdir ettiklerini ve ihtiyaç duyan ülkelere verdiği sürekli desteği övdüler.

Çin’e yönelik bu karalama kampanyası, Trump’ın COVID-19 salgını sırasında son derece başarısız olan yönetimini örtbas etme ve yaklaşan ABD başkanlık seçimlerinde avantaj sağlama çabasıdır. ABD’deki Cumhuriyetçiler ve Demokratlar arasındaki yarış da Çin karşıtı bir duruşa dayanıyor. Ne yazık ki, dünya bu söylemler etrafında bölünmüş durumda ve salgına karşı uluslararası işbirliği engelleniyor.

Virüsün kökenine dair yalanlar

Bilim insanları başlangıçta virüsün yarasalardan, daha sonra ise pangolinlerden kaynaklanmış olabileceğini düşündüler. Ancak genomik karşılaştırmalar, koronavirüsün kesin kaynağının hâlâ belirsiz olduğunu gösteriyor.

Salgının kaynağının Wuhan’daki bir açık hayvan pazarı olduğuna dair bilimsel bir fikir birliği yok. Tespit edilen ilk vaka ile bu pazar arasında bir bağlantı bulunmamaktadır. Evet, Wuhan dünyadaki ilk bilinen vakaların merkezidir, ancak bu, virüsün merkezi olduğu anlamına gelmez.

HIV virüsünün ilk vakaları ABD’de teşhis edildi, ancak virüs Afrika kökenliydi. Ayrıca, California’daki Scripps Araştırma Enstitüsü’nden Kristian Andersen ve ekibi, kaynağı büyük olasılıkla yarasa veya pangolin olan COVID-19’un yıllar önce insanlara geçmiş olabileceğini ve kaynağın Wuhan’da olmak zorunda olmadığını açıkladılar.

Salgınların coğrafi kökenini belirlemeye yönelik çaba, ırkçı bir çerçevedir. Bu tür bir tutuma karşı durmak, insanlığın gereğidir; zira bu tutumun salgınla mücadelede hiçbir önemi yoktur ve dünya halklarının dayanışmasını baltalamaktan başka bir amaca hizmet etmez. Buna rağmen, süreç içinde ABD yöneticileri ve Batı basını tarafından salgınların çoğunun Çin’den kaynaklandığını iddia eden propaganda yayılmıştır. Tarihe baktığımızda, dünyanın dört bir yanında meydana gelen onlarca salgın görüyoruz. Amerika’yı keşfeden Avrupalılar, çiçek hastalığını bu yeni kıtaya taşıdı. 20. yüzyılın başlarında, İspanyol gribi neredeyse 100 milyon insanı öldürdü ve ABD’de başladı; HIV ve Ebola Afrika’da, deli dana hastalığı İngiltere’de, 2009 Domuz Gribi Meksika’da ve 2015 MERS salgını Suudi Arabistan’da ortaya çıktı.

ABD Ulusal Bilimler Akademisi: Virüs Amerika’da ortaya çıktı

Öte yandan, ABD Ulusal Bilimler Akademisi, koronavirüs ailesi üzerine ilginç bir çalışmanın sonuçlarını açıkladı. Gen haritasının yayımlandığı bu çalışmada, amino asit değişiklikleri ile ayırt edilen virüs A, B ve C tiplerine ayrıldı. Bu çalışmaya göre, dünya genelinde 160 koronavirüs genetik kodu incelendi ve virüsün atası olarak kabul edilen A tipi ABD’de bulunurken, Çin’deki vakalar B tipi olup mutasyona uğramış bir tür olarak tanımlandı. Bir diğer koronavirüs mutasyonu olan C tipi ise Avrupa’da tespit edildi.

Çin mutfağı hakkında ırkçı söylemler sosyal medyada yaygın hale geldi. ABD ile Özgür Birlik Sözleşmesi aracılığıyla bağlantılı olan Palau adasından gelen görüntülerle Güney Asya vahşi yaşam pazarlarını sanki Çin’deymiş gibi gösteren bir video, Çinlilere karşı ayrımcılık ve ırkçılığı körükledi. Dünyaca ünlü Amerikan bilim dergisi Nature, 7 Nisan’da yayımlanan bir makalesinde, virüsleri ve hastalıkları belirli coğrafi bölgeler ve ülkelerle ilişkilendiren sorumsuz nefret söylemine son verilmesi çağrısında bulundu. İnsanlık, karalama kampanyaları ve ırkçılığın var olduğu bir ortamda küresel bir salgınla mücadele edemez. Aksine, bu, Çin’in çağrısını yaptığı ve salgın boyunca yürüttüğü uluslararası işbirliğini baltalar. ABD merkezli iftira ve söylemler, önce ülke içinde, ardından küresel olarak salgınla mücadeleyi zayıflatmaktadır. Bugün, insanlık, Çin’in başarılı örneğini takip eden yapıcı işbirliğine ihtiyaç duymaktadır.

Koronavirüsle mücadele kronolojisi:

  • 27 Aralık 2019 – Hubei Entegre ve Batı Tıp Hastanesi Solunum Bölümü Başkanı Zhang Jixiang, üç açıklanamayan gizemli zatürre vakasını bildirdi. Bu, Çin’in resmi makamlarına bildirilen ilk vaka raporuydu.
  • 29 Aralık – Hubei Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, hastanede yedi hastayı incelemek için uzmanlar gönderdi.
  • 31 Aralık – Dünya Sağlık Örgütü Çin Ofisi, Çin’de yeni bir bulaşıcı hastalık teşhis edildiğini bildirdi.
  • 3 Ocak – Çin, DSÖ aracılığıyla dünya kamuoyuna düzenli bilgi paylaşımına başladı.
  • 8 Ocak – Çin Ulusal Sağlık Komisyonu, salgın virüsünün adını yeni bir tür koronavirüs olarak belirledi.
  • 11 Ocak – Wuhan’da COVID-19 kaynaklı ilk ölüm meydana geldi.
  • 12 Ocak – Çinli bilim insanları COVID-19’un genom dizilimi bilgilerini DSÖ’ye sundu ve koronavirüsün tam gen dizilimini Küresel Grip Paylaşım Veri Tabanı’nda yayımladı.
  • 20 Ocak – Salgınla Mücadele Komisyonu Başkanı Prof. Zhong Nanshan, virüsün insandan insana bulaştığını açıkladı.
  • 23 Ocak – Wuhan karantinaya alındı. Çin’de kamuya açık yerler ve toplantılar kapatıldı.
  • 25 Ocak – Yaklaşık 60 milyon nüfusa sahip Hubei eyaletinin tamamı karantinaya alındı.
  • 30 Ocak – DSÖ “Uluslararası Halk Sağlığı Acil Durumu” ilan etti.
  • 10 Şubat – DSÖ sağlık ekibi Çin’e geldi ve yerinde incelemelere başladı.
  • 2 Mart – Çin’de yeni vakalar azalmaya başladı.
  • 10 Mart – Çin Devlet Başkanı Xi Jinping Wuhan’ı ziyaret etti.
  • 8 Nisan – Wuhan’da karantina kaldırıldı.
  • 26 Nisan – Wuhan’daki tüm hastalar taburcu edildi.

Dr. Li Wenliang Vakası

28 Ocak’ta Çin Devlet Başkanı Xi Jinping, DSÖ Başkanı ile bir araya geldi ve Xi, salgınla ilgili uluslararası kamuoyuna her zaman şeffaf olacaklarını ilan etti. Şeffaflığın yanı sıra, yanlış bilgilendirmenin sert bir şekilde cezalandırılacağını da belirttiler. Nitekim, Dr. Li Wenliang’ın 30 Aralık’ta WeChat sosyal iletişim programında “SARS geri döndü” yazarak halk sağlığına zarar verdiği iddiasıyla polis soruşturması yapıldı. CPC Merkez Komitesi, yerel yöneticilerin bu hatasına hızla müdahale etti, doktor aklandı ve soruşturmayı yürüten polis memurları disiplin cezası aldı. Batı medyasında, Li Wenliang’ın COVID-19 nedeniyle ölümünden sonra “Çin salgını gizledi” kampanyası başladı.

Dr. Li bir göz doktoruydu. Batı basınında vurgulandığı gibi, salgını teşhis eden ilk doktor değildi çünkü uzmanlık alanı gözdü ve salgını teşhis etme konumunda değildi. Ölmeden önce NY Times’a verdiği bir röportajda böyle bir iddiada bulunmadı.

Salgını ilk teşhis eden ve ilgili kurumlara raporlayan kişi, Dr. Zhang Jixian’dir. Dr. Zhang, 27 Aralık’ta vakaları raporladı ve yetkililer epidemiyolojik bir soruşturma için harekete geçti. Dr. Zhang, bir göğüs hastalıkları uzmanıydı ve 26 Aralık’ta tarihe ilk koronavirüs vakası olarak geçecek yaşlı çifte hastaneye muayeneye gelmelerini söyledi ve ertesi gün akciğer tomografisi sonuçlarına dayanarak raporunu hazırladı. Hubei Eyalet Sağlık Komisyonu, Zhang’ı ‘birimlere ilk bildirimi yapan doktor’ olarak adlandırdı ve doktora ‘ulusal ödül’ verildi. Öte yandan, Batı medyasının iddia ettiği gibi Dr. Li, tutuklanmadı veya gözaltına alınmadı. Onun hakkında soruşturma açan iki polis memuruna disiplin cezası verildi, ailesinden soruşturma süreci için özür dilendi ve CPC üyesi olan doktor şehit ilan edildi.

Kaynakça

(1)David Harvey, New Imperialism, Sel Publishing, p.19, October 2009, Istanbul.

(2)https://www.livescience.com/covid-19-pandemic-vs-swine-flu.html

(3)https://www.sciencemag.org/news/2020/01/scientists-urge-china-quickly-share-data-virus-linked-pneumonia-outbreak

(4)https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(20)30420-7/fulltext

(5)https://science.sciencemag.org/content/early/2020/03/30/science.abb6105?rss=1

(6)https://covid-19.chinadaily.com.cn/a/202004/21/WS5e9e2c62a3105d50a3d17880_2.html

(7)https://www.carbonbrief.org/analysis-coronavirus-has-temporarily-reduced-chinas-co2-emissions-by-a-quarter

(8)http://www.xinhuanet.com/politics/leaders/2020-01/28/c_1125508752.htm

(9)https://www.nytimes.com/2020/02/07/world/asia/Li-Wenliang-china-coronavirus.html

(10)http://www.xinhuanet.com/english/2020-04/16/c_138982435.htm

(11) Also see Western Media’s manipulations about Dr. Li wenliang: https://independentmediainstitute.org/growing-xenophobia-against-china-in-the-midst-of-coronashock/?from=singlemessage&isappinstalled=0

(12)https://www.washingtonpost.com/world/2020/01/27/chinas-coronavirus-lockdown-brought-you-by-authoritarianism/

(13)https://uk.news.yahoo.com/coronavirus-richard-horton-select-committee-155446036.html

(14)Eric Hobsbawm, On History, Agora Publishing, s. X, Istanbul, February 2009

(15)https://www.thelancet.com/journals/lancet/article/PIIS0140-6736(20)30183-5/fulltext#%20

(16)https://independentmediainstitute.org/growing-xenophobia-against-china-in-the-midst-of-coronashock/?from=singlemessage&isappinstalled=0

(17)https://www.researchgate.net/publication/340529453_Phylogenetic_network_analysis_of_SARS-CoV-2_genomes

(18)https://www.nature.com/articles/d41586-020-01009-0

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir